Doğal dişlerin uzun süre dayanmasında ağız ve diş bakımının önemi çok büyüktür. Diş sağlığı açısından sularla aldığımız flor önemlidir. Sularında flor eksikliği olan yerleşim yerlerinde diş çürüklerinin oranı çok artar. Bu nedenle florla ilgili olarak sağlık kuruluşlarının önerilerine uyulmalıdır. Ağız ve Diş Sağlığı ile ilgili Yazı, Kompozisyon, kısaca özet, ağız ve diş sağlığı haftasıyla ilgili örnek yazılar, Sağlıklı bir yaşam için sağlıklı bir vücut gerekir, sağlıklı olmak için de temiz olmak önemli bir unsurdur, temizlik de ağızdan başlar. İnsanın ilk dışarıdan besin girdiği yer ağzıdır Burahatsızlıkların başında diyabet, kalp hastalıkları, karaciğer ve böbrek yetmezliği, reflü, emoterapi ve radyoterapi öncesi dönem sayılabilir. Bu tip rahatsızlıkların teşhisi konduğunda diş hekiminizle görüşmeniz gerekli tedavilerin yapılması ve gereken önlemlerin alınmasını sağlar. Diş sağlığı ile ilgili Çocuklarda ağız ve diş sağlığı önemli bir konudur. Dünya Sağlık Örgütü çocukların ilk diş hekimi kontrol muayenesinin dişlerinin çıkmaya başladığı 6 ay-1 Yaş arasında başlanmasını önermektedir. Çocuğunuzun ilk diş hekimi muayenesi önem içermektedir. Çocuğun bir travma yaşamaması açısından çocuk diş TavsiyeEdiyorumcom Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,658 uzman makalesi arasında 'Çocuklarda Ağız ve Diş Sağlığı' başlığıyla benzeşen toplam 68 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir. Şu anda beş kitabım var. Bunlardan üçü ağız-diş sağlığı ile ilgili. Kitaplarımın kısaca içeriklerinden bahsedecek olursam; Eylül ve Diş Dostları: 4-8 yaş grubu çocuklara yönelik, her sayfası resimli, eğitici ağız ve diş sağlığı çocuk öykü kitabı. Eylül ve kardeşi Barış’ın yeni fırça ve macunları ile dBlb. ağız ve diş sağlığı ile ilgili yazılar, ağız ve diş sağlığı hakkında yazı, ağız ve diş sağlığı haftası ile ilgili yazılar kadar berberler, nalbantlar, kırık-çıkıkçılar gibi ehil olmayan kişiler tarafından bilimsel olmayan ve çok tehlikeli şekilde icra edilmeye çalışılan diş hekimliği mesleğinde 1908 yılında İstanbul’da açılan ilk Dişçilik Yüksek Okulu olan“ Dişçi Mekteb-i Aliyesi” ile yeni bir dönem başlamış, 1928 tarihli ve 1219 sayılı Tababet Ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun ile de diş hekimliği mesleği tanımlanmıştır. Açılan ilk dişçilik yüksek okulu 1964 yılında tıp fakültesinden ayrılarak İstanbul Üniversitesi Diş hekimliği Fakültesi kurulmuştur. Günümüz Cumhuriyet Türkiyesi’nde ise 18 diş hekimliği fakültesi ve 4921’i Sağlık Bakanlığı’nda olmak üzere yaklaşık 20 bin kişilik diş hekimi camiası halkımıza hizmet vermektedir. Ağız diş sağlığı hizmetleri başta diş hekimleri olmak üzere, ülkemizdeki yaklaşık 7 bin diş protez teknisyeni, diş protez laboratuarları,diğer sağlık çalışanları ve dental firmaların da dahil olduğu 1 milyar dolarlık gayrı safi hasılası ile dev bir sektördür. Ancak kişi başı ağız diş sağlığı harcaması Avrupa Birliği Ülkelerinde yaklaşık 220 Dolar iken ülkemizde 15 Dolar civarındadır. Bunun yanı sıra, Avrupa Ülkelerinde diş hekimine yıllık başvuru sayısı 5 iken Türkiye’de bu sayı sadece Buradan anlıyoruz ki, ülkemizde ağız diş sağlığı hizmetlerine olan ihtiyaç çok yüksek olmasına rağmen, bu hizmetlere olan talep o oranda düşüktür. Dünya Sağlık Örgütüne göre sağlık; bireyin fiziksel, zihinsel ve sosyal bir bütün olarak tam bir iyilik halidir. Bireylerin fiziksel sağlığı ise vücuttaki tüm organ ve dokuların sağlıklı olması ile mümkündür. Bu nedenledir ki ağız ve diş sağlığını bozan faktörler bireyin vücut sağlığını da doğrudan etkilemekte, diş çürükleri ile dişeti hastalıkları; kalp-damar hastalıkları, yüksek tansiyon, kemik erimesi, şeker hastalığı ve kadınlarda erken doğum ve düşük doğum ağırlığı risklerini artırmaktadır. Kötü ağız hijyeninin yol açtığı diş çürükleri ve dişeti hastalıklarından korunmada öncelikle kişiler kendi sağlıklarının bilincinde olmalı ve bireylere düzenli fırçalama alışkanlığı, diş ipi kullanımı, beslenme alışkanlıklarının düzenlenmesi ve düzenli olarak diş hekimine gitme alışkanlığının kazandırılması gerekmektedir. Çürükten korunmada sabah kahvaltı sonrası ve gece yatmadan önce 2’şer dakikalık etkili bir fırçalama işlemi yeterlidir. Fırçalama işleminde diş etlerine masaj yapacak tarzda dairesel hareketler yapılmalıdır. Fırçalarken aşırı kuvvet uygulamanın diş eti çekilmesine neden olacağı unutulmamalıdır. Diğer yandan etkili bir diş fırçalama işlemi dişlerin görünen yüzeylerinin temizliğini sağlamakla birlikte, bakteri plağının diş aralarından uzaklaştırılmasını sağlamaz. Bu nedenle diş araları günde bir kez tercihen gün sonunda diş ipi ile temizlenmelidir. Diş ipi günlük ağız bakımının ayrılmaz bir parçası olmalıdır. Diş sağlığımız için bol bol peynir, süt ve yoğurt tüketmeli, şekerli yiyecekleri tükürük akışının en yoğun olduğu ana öğünler sırasında yenmelidir. Sağlıklı ve güzel diş ve dişetleri için öğün aralarında da abur-cuburla değil elma, havuç gibi iyi yıkanmış, taze meyve ve sebze ile beslenmeliyiz. Çürüğü engellemenin başka bir yolu da dişlerin çürüğe karşı direncini artırmaktır. Diş yüzeylerine diş hekimi tarafından fluor uygulanması suretiyle dişler daha dirençli hale getirilir. Fluor birçok besinde doğal olarak bulunan bir elementtir. Fluor elementinin uygun dozda ve sürekli olarak ağız ortamında bulunması diş çürüğü oluşumunu engeller. Özellikle başlangıç halindeki çürüklerde diş minesinden kaybolan minerallerin tekrar kazanılmasını ve hasar görmüş diş dokusunun güçlenmesini sağlar. Ayrıca özellikle erken yaşlarda diş çürüklerinin genellikle azı ve küçük azı dişlerinin çiğneyici yüzeylerinde bulunan ve fissur adı verilen çukurcuklarda başlaması nedeniyle diş hekiminin uygun gördüğü durumlarda bu çukurcukların üzeri fissür örtücülerle kapatılarak, çürük oluşumunun başlaması engellenir. Fissur örtücü uygulamaları dişin minesine yapıldığı için lokal anesteziye de gerek duyulmaz. Halk arasında süt dişlerinin önemli olmadığına dair yanlış bir inanış vardır. Oysa ağız ve diş sağlığında dişlerin önemi süt dişlerinin sürmesiyle başlar. Süt dişleri çocuğun beslenmesinin yanı sıra düzgün konuşmasını da sağlamaktadır. Sağlıklı süt dişleri çiğneme işlemini gerçekleştirirken aynı zamanda altında bulunan daimi dişin korunmasını ve zamanında sürmesini sağlar. Yani sağlıklı süt dişi sağlıklı kalıcı dişlerin en büyük garantisidir. Tedavi edilmeyen süt dişleri ağrı, koku, konuşma ve çiğneme zorluğu ve beslenme bozukluğuna sebep olur. Süt dişlerinin tedavi edilmeyip zamanından önce çekilmesi kalıcı dişlerin çapraşık çıkmasının ve çene gelişimindeki bozukluğun en önemli sebebidir. Bu sebeplerden dolayı süt dişleri nasıl olsa değişecek mantığı ile ihmal bilgi edilmemeli, belirli aralıklarla diş hekimi tarafından mutlaka kontrol edilmelidir. Bunun yanı sıra ilk süren daimi dişimiz olan ve 6 yaş dişi olarak da adlandırılan 1. büyük azı dişlerinin de genellikle süt dişleriyle karıştırılması ve tedavi edilmemesi sonucu çocuklarımız hayatları boyunca ağızlarında taşıyacakları bu dişleri çok erken yaşlarda kaybetmektedirler. Hatta bu dişi süt dişi sanan vatandaşlar, çekilen bu daimi dişin yerine yeni bir diş sürmemesini de çekim sırasında yapılan anesteziye bağlamak gibi bir yanlış inanışa kapılmaktadırlar. Diş çürüğünün ve diş eti iltihabının öncelikli sebebi bakteri plağıdır. Bakteri plağı; dişlerimizi düzenli olarak fırça ve diş ipiyle temizlemediğimiz takdirde diş yüzeyinde oluşan ve içinde bol miktarda bakteri ve besin artığı bulunduran yapışkan bir tabakadır. Diş taşı ise, bakteri plağının dişler üzerinden uzaklaştırılmaması halinde tükürükteki kalsiyum tuzlarının plağa yapışması ile gelişen sert birikintilerdir. Diş taşları diş fırçası ve diş ipi ile uzaklaştırılması mümkün olmayan birikintilerdir. Diş taşları sadece diş hekimleri tarafından profesyonel temizlik ile kaldırılabilir. Diş taşı varlığında sağlıklı diş etlerinden söz edilmesi mümkün olmadığı gibi diş taşları ve ilerlemiş dişeti hastalığı nefesin de kötü kokmasına sebep olmaktadır. Bir diğer husus da özel bakıma ihtiyacı olan bireylerin ağız ve diş sağlığı sorunlarıdır. Engelli bireylerin ağız ve diş bakımları genellikle ihmal edilmekte olup, bu hususta ailelerin yeterli bilince sahip olmadıkları görülmektedir. Engelli çocuklarımızı dişleri sürer sürmez en az 6 ayda bir diş hekimine götürmeli ve günlük ağız bakımlarını yapmayı asla ihmal etmemeliyiz. Gelişmiş ülkelerde yıllar önce toplumun ağız diş sağlığı problemleri değerlendirilmiş, koruyucu tedbirler alınmadığında ortaya çıkan diş hastalıklarının tedavisi için ayrılan bütçenin ülke ekonomisini olumsuz yönde etkilediği tespit edilmiştir. Önlenebilir hastalıklar grubuna giren diş hastalıklarının alınacak koruyucu tedbirlerle oluşmadan önlenmesi halinde maliyetin çok ciddi oranlarda düşerek 12 kat azalacağı yapılan araştırmalarla ortaya konmuştur. Koruyucu tedavi, hastalık kişide başlamadan önce hastalığın önlenmesidir. Koruyucu tedavi ile çözülmeyen durumlarda tedavi edici hizmetler ön plana geçer. Koruyucu hizmetlerin etkinliğinin artırılması tedavi edici hizmetlerin kalitesini de artıracaktır. Sağlık Bakanlığına bağlı birinci basamak sağlık kuruluşları olan sağlık ocakları, ana çocuk sağlığı ve aile planlaması merkezleri ile sağlık merkezlerinde koruyucu ve önleyici diş hekimliği hizmetlerinin yanı sıra, imkanlar ölçüsünde dolgu, diş taşı temizliği gibi tedavi edici diş hekimliği hizmetlerinin bir bölümü de verilebilmektedir. Özel şartlar ve yardımcı sağlık personeli gerektiren ptotez, ortodonti, ağız-diş-çene hastalıkları ve cerrahisi uygulamaları ikinci ve üçüncü basamaküniversiteler sağlık kurumlarında yapılmaktadır. Bakanlığımıza bağlı 2 diş hastanesi, 34 ağız diş sağlığı merkezi, 107 diş tedavi protez merkezi ve devlet hastaneleri bünyesindeki 581 diş polikliniğinde ikinci basamak ağız diş sağlığı hizmetleri sunulmaktadır. Bununla birlikte Bakanlığımızca yürütülen diş hekimliği hizmetlerinin daha etkin ve verimli bir şekilde sunumu amacıyla diş hastaneleri ve ağız diş sağlığı merkezlerimizde; 0-15 yaş grubu çocuklara tedavi edici ve koruyucu diş hekimliği hizmetlerinin verildiği “Pedodonti Klinikleri”, sağlık kurumunun tanıtımı-uygulanacak tedaviler ve ortaya çıkabilecek komplikasyonlar hakkında hastaların bilgilendirildiği “Hasta Bilgilendirme ve Rehberlik Üniteleri”, bedensel ve zihinsel engelli hastalara uygun fiziki ve teknik ortam oluşturarak diş hekimliği hizmetlerinden en üst düzeyde yararlanmalarını sağlamak amacıyla “Engelliler Kliniği” ve dezenfeksiyon-sterilizasyon hizmetlerinin yürütülmesi ve denetlenmesi amacıyla “Enfeksiyon Kontrol Komiteleri” oluşturulmuştur. Ülkemizde diş ve dişeti hastalıklarının toplumda %85’lere varan sıklıkta görülmesi, bu iki hastalığın önemli bir halk sağlığı sorunu olarak değerlendirilmesini ve her iki hastalığın yaygınlık ve şiddetinin azaltılmasına yönelik toplumu hedef alan çalışmaların yapılmasını gerektirmektedir. Var olan bu sorunun çözümlenmesinde koruyucu hizmetlere öncelik ve ağırlık verilmesi tedavi edici hizmetlerdeki maliyet, insan gücü ve zaman kaybını ortadan kaldıracaktır. Bu bağlamda bilgi Sağlık Bakanlığı olarak hazırlamakta olduğumuz Sürekli Ağız Diş Sağlığı Eğitim programı ile toplumun doğumdan itibaren eğitim yolu ile ağız diş sağlığı bilgilerinin artırılması, doğru tutum ve alışkanlıkların oluşturulması ve koruyucu uygulamalar ile hastalıkların yaygınlık ve şiddetinin azaltılması suretiyle yaşam kalitesinin artırılması ve tedavi edici diş hekimliğine başlama yaşının yükseltilmesi amaçlanmaktadır. Çocuk ve gençlerin gelişim dönemlerinde edindikleri tutum ve davranışlar, ileriki yaşlarda hem genel sağlıklarını hem de ağız ve diş sağlıklarını şekillendirmesi açısından çok önemlidir ve bu dönemde çocuk ve gençler üzerinde akranları kadar, ailelerinin, öğretmenlerinin ve medyanın da çok önemli etkisi olduğu bilinen bir gerçektir. Bu nedenledir ki Sağlık Bakanlığı olarak 21-27 Kasım Ağız ve Diş Sağlığı Haftası vesilesiyle bütün ebeveynlerimizi, öğretmenlerimizi, konuyla ilgili sivil toplum kuruluşlarını, medya kuruluşlarını ve toplumumuzun tüm üyelerini ağız diş sağlığı konusunda duyarlı olmaya ve yetkileri olmadığı halde diş hekimliği mesleğini icra ederek tehlike saçan kişilere karşı dikkatli olmaya davet ediyor ve bu meşakkatli yolda emek veren tüm diş hekimlerimizin 22 Kasım Diş hekimliği Gününü kutluyoruz. Alıntı Ağız ve diş sağlığı haftası Kompozisyonu , Ağız ve diş sağlığı haftası ile İlgili Yazılar Kompozisyonlar , Ağız ve diş sağlığı haftası Konulu Anlatan Kompozisyon Örnekleri Ağız sindirim kanalının girişidir. Ağızdaki olumsuzluklar diş sağlığının bozulmasına, sindirimin olumsuz etkilenmesine yol açar. Ağızla aldığımız yiyecekler çiğnenip, tükürükle karıştırılarak yutulmaya ve sindirime hazır hale getirilirler. Ağız aynı zamanda konuşmaya yardım eder. Tat alma organı olan dilin; çiğneme, yutma, konuşma gibi çok önemli yan görevleri de bulunmaktadır. Dişlerin besinlerin parçalanması, öğütülmesi görevlerinin yanı sıra konuşmada ve görünümümüzde önemli etkileri vardır. Dişleri eksilmiş kişilerin bazı sesleri çıkarabilmeleri zorlaşır, çiğnemede ve/veya ısırmada da zorluk olur. Dişlerin gelişim süreci içerisinde ilk çıkan süt dişleri, daha sonra yerlerini kalıcı dişlere bırakır. Ağız ve diş sağlığında en önemli iki hastalık diş çürükleri ve diş eti iltihaplanmalarıdır. Diş eti hastalıkları kimi zaman diş yuvasının bulunduğu çene kemiğinin erimesine kadar ilerleyen bir etki yapabilir. Diş sağlığının bozulması vücuttaki diğer organları da etkileyebilir. Dişler neredeyse bütün sistemleri olumsuz etkileyen sürekli enfeksiyon odağı haline gelebilir ve kalp, böbrek, eklemler vb. yapılarda önemli sağlık sorunlarına yol açabilen enfeksiyonlara kaynaklık edebilir. Ağızda ve dişlerde yapısal ve işlevsel herhangi bir bozukluğun olmaması, ağız ve dişlerin görevlerini tam olarak yapabilmeleri durumu “ağız ve diş sağlığı”nın varlığını gösterir. Sizler de Elinizde Bulunan ya da Kendi Yazdığınız Trafik İle İlgili Kompozisyonlarınızı ve Yazılarınızı Aşağıdaki Yorum Kutucuğu Aracılığıyla Paylaşarak Bizlere Ulaştırın… Bu Sayfada Yayınlayalım Özellikle okul öncesi çocukluk çağında orta kulakta sıvı toplanması, tıptaki ismi ile seröz otit oldukça sık görülen bir hastalıktır. Çocuklarda geniz eti büyüklüğü ve östaki borusunun yetişkinlere göre daha kısa ve düz oluşu, alerjik yapı ve sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçirmeleri gibi nedenler sayılabilir. Hastalığın erken evrelerinde çocukta hafif bir işitme kaybı başlar. Burun tıkanıklığı belirtileri, ağız açık uyuma, televizyonun sesini çok açma veya televizyonu yakından izleme, derslerde öğretmenin söylediklerini duyamama, sürekli burun akıntısı gibi yakınmalar olur. Aileler bu yakınmaları her zaman fark edemeyebilirler. Çoğu zaman çocuğun az işittiği, okuldaki öğretmenleri tarafından fark edilir” diye konuştu. "Erken dönemde tedavi ile düzeltilebilir" "Orta kulakta sıvı birikmesi, erken dönemde fark edilebilirse, nedene yönelik tedavi ile düzeltilebilen bir durumdur” diyen Tınazlı, “2-3 haftalık ilaç tedavileriyle sıklıkla sorun ortadan kaldırılabilir. Ancak östaki borusunun tıkanmasına neden olan geniz eti büyüklüğü durumlarında ve ilaç tedavisinin etki etmediği durumlarda, cerrahi tedavi gereklidir ve sonuç son derece yüz güldürücüdür. Tedavi edilmeyen gecikilmiş durumlarda geçirilen sık orta kulak enfeksiyonlarına bağlı ve kulak zarındaki negatif basınç ile zarda çökme nedeniyle kalıcı işitme bozuklukları ortaya çıkabilir” şeklinde konuştu. "İşitme azlığından şüphe duyduğunuzda mutlaka bir uzmana başvurun" Orta kulakta sıvı birikmesi durumlarında kulak ağrısı, ateş, kulak akıntısı gibi yakınmaların olmadığını belirten Tınazlı, “Çocuğun derslerdeki başarısının düşmesi, huzursuzluk, arkadaşları ile ilişkilerinin bozulması, denge bozukluğu gibi yakınmalar kimi zaman ana yakınmalar olarak karşımıza çıkabilmektedir. Tüm bunlar orta kulaktaki basınç ile dış ortamdaki basınç arasındaki farka bağlı olarak oluşan işitme azlığına bağlıdır. Bu nedenle anne ve babaların işitme azlığı olduğundan şüphe duydukları çocukları mutlaka bir kulak burun boğaz uzmanına götürmeleri gereklidir” ifadelerinde bulundu. Tedavi yöntemi Hastalığın tedavisinde kulak burun boğaz uzmanının hastalığa neyin neden olduğunu araştırarak, nedene yönelik tedavi uygulayacağını söyleyen Tınazlı, “Bu çocuklarda alerjik zeminde burun akıntısı ve geniz eti büyümesi oldukça sık karşılaşılan durumlar olduğundan alerji yönünden de değerlendirilmeleri gerekir. Orta kulakta sıvı toplanması nedeniyle kulak zarına yerleştirilen havalanma tüpü ameliyatları sık yapılan ve işitmeyi düzelten bir operasyondur. Yerleştirilen tüp 6 ay gibi bir süre sonunda sıklıkla kendiliğinden çıkmakta, ikinci bir müdahaleye gerek kalmamaktadır. İleride kalıcı bir işitme bozukluğuna yol açmamak, çocuklarımızı yaşıtlarından geri bırakmamak, okulda başarısız olmalarını engellemek için, işitme konusunda uyanık olunmalı ve geç kalmadan doktora başvurulmalıdır” uyarılarında bulundu. Diş Protezi Uzmanı ve Diş Hekimi Melih Şengül, kadın erkek ilişkilerinde ağız ve diş sağlığının önemi ile ilgili çarpıcı bilgiler dişi ve bir erkek...Yaratıldıkları an itibari ile birbirinin farkında olmuş iki ayrı cins. Her canlı soyunu sürdürebilmek adına, karşı cinsi cezbetmek için kendine göre çeşitli yöntemler geliştirmiştir. Tavuskuşunun muhteşem kuyruğundan ağustos böceğinin büyüleyici şarkısına kadar her birinin kendine göre muazzam bir kendini beğendirme tarzı vardır. Görüntüleriyle, kendine has sesleriyle veya etrafa bıraktıkları kokuyla amaçlarını karşı cinse belli ederler. Bütün bu çabanın temel amacı karşı cinse kendisinin sağlıklı ve eşleşmeye hazır bir birey olduğunu alemini bir kenara bırakacak olursak, biz insanlar için de durum hiç farklı sayılmaz. Hiç, yüzünü sadece televizyonda gördüğünüz güzel sesli bir şarkıcıyı arzulamadınız mı? Ya da kalabalıklar içindeyken burnunuza çalınan güzel bir kokunun sahibini gözleriniz aramadı mı? Hatta ilk aşkınızın kendine özgü kokusu burnunuzda değil mi? O halde basit bir koku, anlık bir görüntü ya da kulağımıza çalınan bir sesle olumlu ya da olumsuz şekilde etkiliyor ve etkileniyoruz...Neler yapıyoruz karşı cinsi etkileyebilmek için veya nasıl etkiliyor karşı cins bizi? Çekici olabilmek adına neler yapıyoruz insanlığın başlangıcından bu yana? Güzellik veya yakışıklılık için spor salonlarında, güzellik merkezlerinde ya da kuaförlerde ne kadar vakit geçiriyoruz? Yıllık kozmetik harcamalarımızın değeri ne kadar? Ne yaparsak yapalım temelde gülümsemek değil mi aramızdaki etkileşimi başlatan?Birinden mi hoşlanıyorsunuz ona gülümseyin...Yeterince güzel ve beyaz dişleriniz, sağlıklı diş etleriniz, ferah kokulu bir nefesiniz varsa ne ala... Ama yoksa güzelliğinize ya da kaslarınıza harcadığınız para ve zamanın ne önemi var? Nefesiniz kötü kokuyorsa kullandığınız pahalı parfümlerinizin, evdeki kokulu mumlarınızın veya mistik kokulu tütsülerinizin size ne faydası olabilir? Kabul edelim ki; hiç kimse dişleri kötü görünen, nefesi kokan biriyle öpüşmek istemez. Öpüşmek gibi cinselliğin temelini oluşturan bir eylem, karşılıklı unutulmaz güzel bir deneyim olabileceği gibi bir taraf için eziyete de yaklaşmanın, dokunmanın en büyülü ve hassas yolu; en özel paylaşımların başlangıcıdır öpüşmek… Duyguların aktarılmasının yanısıra kimyasal bir bağlantıdır da çiftler için. Dolayısıyla sağlık ve hijyen açısından öpüşmek her zaman mutluluk getirmeyebilir. Öpüşürken ağız sıvılarının, beraberinde karşılıklı ağız floralarının karışması; ağız içi enfeksiyonlarının bulaşmasına yol açabileceği gibi çeşitli sistemik hastalıkların aktarımına da neden olabilmektedir. Böyle tatsız sürprizlerle karşılaşmamak ve öpüşmekten keyif alabilmek, en başta ideal bir ağız sağlığına sahip olmayı ve temiz dişlerin ferah bir nefesin, kısacası hoş bir gülümsemenin ilk şartı sağlıklı dişetlerinizin olmasıdır. 6 aylık düzenli hekim kontrolüyle ve doğru kişisel ağız temizliğiyle bunu kolayca sağlayabilirsiniz. Diş çürükleri, kötü veya eski dolgular, kötü yapılmış kaplama ya da köprü protezleri sizi estetik açıdan zor durumda bırakabileceği gibi kötü ağız kokusuna da neden olabilirler. Kötü ağız kokusu genellikle ağız içerisindeki bir sorundan kaynaklansa da, iç organlarımızdaki bir hastalığın belirtisi de olabilir. Bu nedenle mutlaka kaynağı bulunup tedavi yolu aranmalıdır. Unutmayalım ki bu durum, sağlığımızı bir tarafa bıraksak dahi en önemli amaçlarımızdan biri olan cezbedici olma çabamıza büyük bir darbe iletişim halindeyken birbirlerinin gözlerine baksalar da, sizi tanımaya çalışan ve merak eden birisi konuşurken ağzınıza bakacaktır. Bu davranış vücut dili açısından incelenirse; konuşurken ağzınıza bakan bir kimse eğer sizi dudak okuyarak anlamaya çalışmıyorsa, sizden etkilenmiş olma olasılığı güzel bir gülümsemeye sahip olabilirim?Öncelikle sağlıklı dişetleri ve diş taşlarından arınmış yeterince beyaz ve temiz dişlerin düzenli diş hekimi kontrolü ve etkili bir ağız bakımıyla kolayca sağlanabildiğinden bahsetmiştik. Bunun dışında çapraşık bir diş yapısı mevcudiyeti, eksik dişlerin varlığı, ayrık dişler ve dişlerin yapısındaki şekilsel bozukluklar da sizin dış görünüşünüzü olumsuz yönde etkileyecek ve kendinize olan güveninizi azaltacaktır. Tüm bu problemlerin günümüz diş hekimliğinde kolayca tedavisi mümkün olup çeşitli tedavi seçenekleri sunulabilmektedir. Örneğin çapraşık ya da ayrık dişler ortodontik olarak tedavi edilebildiği gibi, beklentileriniz doğrultusunda protetik tedaviyle dişlerde kozmetik düzeltmeler yapılarak da giderilebilir. Günümüzde görsel problemlerin giderilmesi amacıyla, dişlerde fazla madde kaybı oluşturmadan hatta bazı durumlarda hiç dişlere dokunmadan diş mine yapısı tamamen korunarak; diş formları, boyları, renkleri, birbirlerine göre konumları düzeltilebilmektedir. Bu gibi sorunların mevcudiyetinde diş hekiminize başvurduğunuzda size en uygun tedavi alternatiflerini sağlığınızı ve güzel gülüşünüzü kazanmanızın sonrasında bir ömür boyu etkileyici görüntünüzü devam ettirebilmek, rutin diş hekimi kontrolleriyle ve elinizi yıkamak gibi basit bir alışkanlık haline getirdiğiniz günlük ağız bakımıyla kolayca hala yılda her üç kişide bir diş fırcası tüketimi olduğunu, aile içinde ortak diş fırçası kullanımının yaygınlığını düşünürsek ağız sağlığı konusunda ne kadar geride olduğumuz ortadadır. Kozmetik ürünlerine yılda 2 milyar dolar harcıyorken diş ve diş etlerimize bu kadar özensiz davranıyor olmamız hatta çekici görünmek için hergün sarfettiğimiz onca zamana rağmen ağız bakımımıza 2 dakika ayıramıyor olmamız sizce de çelişkili değil mi?Diş protezi uzmanı ve Diş hekimi Melih Şengül prenses çiçi 2 dişlerimiz bizim için çok önemlidir. Hayatta dişlerimiz olmadan hiçbir şeyi çiğneyemeyiz dişimiz bizim en önemli kemik türümüzdendir dişlerimize iyi bakmak onları bembeyaz ve sağlam yapar bizde hem güzel bir gülüş hem de iyi bir diş bakımı yapmış oluruz. Moderatörün son düzenlenenleri 27 Ağu 2014 Misafir 3 Dişlerimizi fırçlamalıyız ve temiz tutmalıyız eyer dişlermizi fırçalarsak dişlermizi bem beyaz olur ve gülümsedimzde dişlermizi beyaz gözükür ve bu yüzden dişlermizi fırçalamalıyız Moderatörün son düzenlenenleri 27 Ağu 2014

diş sağlığı önemi ile ilgili yazı