44 “Fakirleri, yoksulları doyurmazdık.”. 45: “Boş şeylere dalanlarla birlikte biz de dünyanın aldatıcı zevklerine dalar giderdik.”. 46: “Hesap ve ceza gününü yalanlardık.”. 47: “Böyle gaflet içinde yaşayıp giderken kaçınılması mümkün olmayan ölüm gerçeği geldi çattı.”. 48: Artık şefaat edenlerin Müddessir Suresi Kuran’ı Kerim Türkçe Meali Arapça Dinle 74 - Müddessir SuresiMekke döneminde inmiştir. 56 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “elMüdd Müddessirsuresi 45. ayet. Erhan Akta Elmalılı Hamdi Yazır Kur'an-ı Kerim ve Yüce Meali. Batakçılarla dalar giderdik. Süleyman Ate Müddessir Suresi 43. Ayetinin Tefsiri: Dünyada insan hür iradesiyle ister hak, isterse bâtıl yolu tutabilir. Bu hususta Cenâb-ı Hak onu özgür bırakmıştır. Fakat kıyamet günü her can yaptıklarına karşılık rehin alınır, bağlanır, tutuklanır. Saadet veya felaketi kazancına bağlıdır. Sorumluluk ferdîdir. Her insan 74 Sure. Müddessir Suresi 43. Ayet Meali, Müddessir 43, 74:43. Onlar şöyle derler: “Biz namaz kılanlardan değildik.” Ayet Tüm Mealler: Müddessir 45. Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Müddessir 45. Diyanet İşleri Başkanlığı: Müddessir 45. Elmalılı Hamdi Yazır: Müddessir 45. Ali Fikri Yavuz: Müddessir 45. Diyanet Vakfi: Müddessir 45. Elmalılı Hamdi Yazır (Sade): Müddessir 45. Elmalılı Hamdi Yazır (Sade 2): Müddessir 45. StEl6S. قَالُوا لَمْ نَكُ مِنَ الْمُصَلِّينَ Kâlû lem neku minel musallînmusallîne. kâlû dediler lem neku biz olmadık min el musallîne namaz kılanlardan Abdulbaki Gölpınarlı Derler ki Namaz kılmazdık. Abdullah Parlıyan Berikiler diyecekler ki “Biz ne namaz kılanlardan idik, Adem Uğur Onlar şöyle cevap verirler Biz namaz kılanlardan değildik, Ahmed Hulusi Dediler ki "Musallîn'den bilfiil salâtı yaşayanlardan değildik!" Ahmet Tekin Onlar 'Biz namaz kılanlardan, dua ve niyaz ile Allah’a sığınanlardan, peygamberi salât ü selâm ile ananlardan olmadık.' dediler. Ahmet Varol Derler ki 'Biz namaz kılanlardan değildik. Ali Bulaç Onlar "Biz namaz kılanlardan değildik" dediler. Ali Fikri Yavuz Onlar şöyle derler “- Biz namaz kılanlardan değildik, Ali Ünal Diğerleri, “Biz namaz kılanlardan değildik”, diye cevap verirler Bayraktar Bayraklı 43-47 Onlar da şöyle cevap vereceklerdir “İnanıp kulluk edenlerden değildik. Yoksulları doyurmuyorduk. Bâtıla dalanlarla birlikte dalardık. Ceza gününü yalanlardık. Sonunda ölüm bize geldi çattı.” Bekir Sadak Onlar derler ki Namaz kilanlardak degildik.» Celal Yıldırım Onlar da Biz namaz kılanlardan olmadık. Cemal Külünkoğlu Cehennemlikler derler ki “Biz namaz kılanlardan değildik. Diyanet İşleri eski Onlar derler ki 'Namaz kılanlardan değildik.' Diyanet Vakfi Onlar şöyle cevap verirler Biz namaz kılanlardan değildik, Edip Yüksel Diyecekler ki, “Desteklemezdik/namaz kılmazdık“ Elmalılı Hamdi Yazır Derler biz namaz kılanlardan değildik Erhan Aktaş “Musallin”1den olmadık.” dediler. 1- “Musallin/salat eden; namaz kılan anlamında olmayıp, ibadete layık yegâne ilah olarak yalnızca Allah’a inanan; kulluğu, Allah’a yönelmeyi, dua ve ibadeti şirkten arındırılmış bir bilinçle yapan” anlamına gelmektedir. Ayetin, vahyin başlangıç dönemine ait olduğu dikkate alındığında, burada namaza vurgu yapılmış olamayacağı; musallinden kastın namaz kılan olmayacağı da anlaşılmış olmaktadır. Gültekin Onan Onlar "Biz namaz kılanlardan değildik" dediler. Hakkı Yılmaz Suçlular, “Biz, salâtçılardan [mâli yönden ve zihinsel açıdan destek verenlerden; toplumu aydınlatmaya çalışanlardan] değildik, Harun Yıldırım Derler ki “Namaz kılanlardan değildik;” Hasan Basri Çantay Günahkârlar dediler derler Biz namaz kılanlardan değildik». Hayrat Neşriyat Onlar şöyle dediler 'Biz namaz kılanlardan değildik.' İbni Kesir Derler ki Biz, namaz kılanlardan değildik, İskender Evrenosoğlu “Biz namaz kılanlardan olmadık.” dediler. Kadri Çelik Onlar, “Biz namaz kılanlardan değildik” dediler. Mehmet Ali Eroğlu 43-44 "Değildik namaz kılanlardan, yoksulu da yedirip içirmezdik " derler. Mehmet Okuyan Onlar da şöyle diyecekler “Biz salât ibadet edenlerden değildik. Muhammed Celal Şems Onlar diyecekler ki “Biz namaz kılanlardan olmadık.” Muhammed Esed Berikiler "Biz" diyecekler, "ne namaz kılanlardan idik, Mustafa Çevik 40-47 İman edip sorumluluklarını yerine getirenler, cennet nimetleri ile yaşarken, cehennem azabı içinde kıvrananlara soracaklar “Sizi bu kavurucu ateşe sokan nedir?” Onlar da şöyle cevap verecekler “Dünya hayatında batıla dalanlarla birlikte biz de dalardık, yoksulu doyurmaz, namaz kılmaz ve Hesap Günü ile karşılaşacağımıza inanmazdık. Sonunda ölüm gelip çattı ve bu gerçekle yüz yüze geldik.” Mustafa İslamoğlu Cevap verecekler "Biz hem Allah'la bağımızı koparmıştık, Ömer Nasuhi Bilmen 43-44 Dediler ki Biz namaz kılanlardan olmadık. Ve yoksullara taam verir de olmadık.» Ömer Öngüt Derler ki "Biz namazımızı kılmıyorduk. " Şaban Piriş -Namaz kılanlardan değildik, dediler. Sadık Türkmen Dediler ki "Namaz kılanlardan/ibadet edenlerden olmadık. Seyyid Kutub Cehennemlikler derler ki; Biz namaz kılanlardan değildik. Suat Yıldırım Onlar şöyle cevap verirler Biz namaz kılanlardan değildik. Süleyman Ateş Onlar da Dediler ki "Biz namaz kılanlardan olmadık." Süleymaniye Vakfı Onlar da, “Biz namaz kılan kişiler değildik.” derler. Tefhim-ul Kuran Onlar Biz namaz kılanlardan değildik» dediler. Ümit Şimşek Derler ki 'Biz namaz kılmazdık. Yaşar Nuri Öztürk Cevap verdiler "Namaz kılıp dua edenlerden değildik." En üste taşıEn alta taşıBu yazarın mealini okumaya devam et Bir sureye/ayete tıkladığınızda mealler ilk başta yazar ismine göre alfabetik olarak sıralanır. Yazar isminin solundaki kutucuğu yukarı/aşağı taşıyarak sıralamayı istediğiniz gibi değiştirebilirsiniz. Tarayıcınızın çerezlerini silmediğiniz sürece tercihiniz daha sonraki ziyaretlerinizde hatırlanacaktır. Ayrıca bir yazarın ismine sağ tıklayarak bu yazarın mealinin en üstte veya en altta görünmesini de sağlayabilirsiniz. ❬ Önceki Sonraki ❭ Your browser doesn’t support HTML5 audio قَالُوا۟ لَمْ نَكُ مِنَ ٱلْمُصَلِّينَ Kâlû lem neku minel musallînmusallîne. Onlar şöyle derler “Biz namaz kılanlardan değildik.” Türkçesi Kökü Arapçası dediler ki ق و ل قَالُوا لَمْ biz olmadık ك و ن نَكُ -dan مِنَ namaz kılanlar- ص ل و الْمُصَلِّينَ Diyanet İşleri Başkanlığı Onlar şöyle derler “Biz namaz kılanlardan değildik.” Diyanet Vakfı Onlar şöyle cevap verirler Biz namaz kılanlardan değildik, Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş Onlar derler Biz namaz kılanlardan değildik, Elmalılı Hamdi Yazır Suçlular der ki Biz namaz kılanlardan değildik.» Ali Fikri Yavuz Onlar şöyle derler “- Biz namaz kılanlardan değildik, Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Derler biz namaz kılanlardan değildik Fizilal-il Kuran Cehennemlikler derler ki; Biz namaz kılanlardan değildik. Hasan Basri Çantay Günahkârlar dediler derler Biz namaz kılanlardan değildik». İbni Kesir Derler ki Biz, namaz kılanlardan değildik, Ömer Nasuhi Bilmen 43-44 Dediler ki Biz namaz kılanlardan olmadık. Ve yoksullara taam verir de olmadık.» Tefhim-ul Kuran Onlar Biz namaz kılanlardan değildik» dediler. Müddessir Süresi 42. Ayet Tefsiri كُلُّ نَفْسٍ بِمَا كَسَبَتْ رَه۪ينَةٌۙ ﴿٣٨﴾ اِلَّٓا اَصْحَابَ الْيَم۪ينِۜۛ ﴿٣٩﴾ ف۪ي جَنَّاتٍۜۛ يَتَسَٓاءَلُونَۙ ﴿٤٠﴾ عَنِ الْمُجْرِم۪ينَۙ ﴿٤١﴾ مَا سَلَكَكُمْ ف۪ي سَقَرَ ﴿٤٢﴾ قَالُوا لَمْ نَكُ مِنَ الْمُصَلّ۪ينَۙ ﴿٤٣﴾ وَلَمْ نَكُ نُطْعِمُ الْمِسْك۪ينَۙ ﴿٤٤﴾ وَكُنَّا نَخُوضُ مَعَ الْخَٓائِض۪ينَۙ ﴿٤٥﴾ وَكُنَّا نُكَذِّبُ بِيَوْمِ الدّ۪ينِۙ ﴿٤٦﴾ حَتّٰٓى اَتٰينَا الْيَق۪ينُۜ ﴿٤٧﴾ فَمَا تَنْفَعُهُمْ شَفَاعَةُ الشَّافِع۪ينَۜ ﴿٤٨﴾ 38 Her bir fert, kazandıklarına karşılık Allah katında tutulan bir rehindir. 39 Ancak amel defterleri sağdan verilen uğurlu ve mutlu kimseler başkadır. 40 Onlar cennetlerdedir. Aralarında soruşurlar 41 Hayatları günah hasadıyla geçmiş inkârcı suçlular hakkında. Sonra suçlulara dönerek 42 “Nedir sizi şu Sekar’a sürükleyen?” derler. 43 Onlar da şöyle cevap verirler “Biz namaz kılanlardan değildik.” 44 “Fakirleri, yoksulları doyurmazdık.” 45 “Boş şeylere dalanlarla birlikte biz de dünyanın aldatıcı zevklerine dalar giderdik.” 46 “Hesap ve ceza gününü yalanlardık.” 47 “Böyle gaflet içinde yaşayıp giderken kaçınılması mümkün olmayan ölüm gerçeği geldi çattı.” 48 Artık şefaat edenlerin şefaati onlara bir fayda vermeyecektir. TEFSİR Dünyada insan hür iradesiyle ister hak, isterse bâtıl yolu tutabilir. Bu hususta Cenâb-ı Hak onu özgür bırakmıştır. Fakat kıyamet günü her can yaptıklarına karşılık rehin alınır, bağlanır, tutuklanır. Saadet veya felaketi kazancına bağlıdır. Sorumluluk ferdîdir. Her insan dünyadaki iman ve taatine yahut inkâr ve isyanına göre mükâfat veya ceza görür. Hâsılı insana ebedî kurtuluşu sağlayacak olan da, onu ebedî felâkete sürükleyecek olan da, onun dünyada tuttuğu yola ve o yolun Allah’ın rızâsına uygun olup olmamasına bağlıdır. Eğer bir insanın imanı bâtıl ve ameli bozuksa, onu en yakın dostlarının bile kurtarması mümkün değildir. Neticede Kur’an’ın “ashâb-ı yemîn” dediği; dünyada Allah’ın râzı olduğu itikat, ibâdet, ahlâk ve muâmelât çerçevesinde bir hayat yaşayıp, o imanla âhirete göçen ve mahşerde de amel defteri sağ elinden verilen bahtiyarlar, nefislerini rehin olmaktan kurtaracak ve cennete gireceklerdir. bk. Vâkıa 56/8, 27-40; Hakka 69/19-24 Bunların dışındakiler ise “ashâb-ı şimâl” olup amel defterlerini sol taraftan alacaklar ve cehenneme atılacaklardır. bk. Vâkıa 56/9, 41-56; Hakka 69/25-37 Bu arada cennetliklerle cehennemlikler arasında vuku bulan bir konuşma dile getirilerek, cehennemliklerin oraya atılma sebepleri haber verilir. Bunun hedefi, dünyadaki kâfirlere âhiretteki durumlarını anlatmak, bu yaptıklarından orada pişman olacaklarını gösterip onları uyanmaya ve doğru yola sevk etmektir. Bu sebepler şunlardır › Namaz kılmamak, › Fakirlere, yoksullara, muhtaçlara yemek yedirmemek, › Bâtıla, boş şeylere dalanlarla birlikte dalıp gitmek, › Hesap ve ceza gününü yalanlamak. İşte böyle bir inkâr ve günah hali üzere ölenlere o gün hiçbir şefaatçinin şefaati fayda vermeyecektir. Öyleyse, bu gerçekler karşısında insanın uyanıp kendine gelmesi ve yürüdüğü yanlış yolları bırakıp doğru yolu tutması gerekmez mi? Bu yüzden şöyle soruluyorKaynak Ömer Çelik Tefsiri ❬ Önceki Sonraki ❭ وَكُنَّا نَخُوضُ مَعَ ٱلْخَآئِضِينَ Ve kunnâ nehûdu maal hâidînhâidîne. “Batıla dalanlarla birlikte biz de dalardık.” Türkçesi Kökü Arapçası ve biz ك و ن وَكُنَّا dalardık خ و ض نَخُوضُ ile birlikte مَعَ boş şeylere dalanlar خ و ض الْخَائِضِينَ Diyanet İşleri Başkanlığı “Batıla dalanlarla birlikte biz de dalardık.” Diyanet Vakfı Bâtıla dalanlarla birlikte dalıyorduk, Elmalılı Hamdi Yazır Sadeleştirilmiş batakçılarla dalar giderdik Elmalılı Hamdi Yazır Boş şeylere dalanlarla dalar giderdik.» Ali Fikri Yavuz Batıla dalanlarla beraber dalıyorduk, Elmalılı Hamdi Yazır Orijinal Batakçılarla dalar giderdik Fizilal-il Kuran Bizim gibi olanlarla birlikte asılsız ve bozguncu konuşmalara dalardık. Hasan Basri Çantay Biz de baatıla dalanlarla beraber dalardık», İbni Kesir Dalanlarla birlikte biz de dalardık, Ömer Nasuhi Bilmen Ve biz bâtıla dalanlar ile beraber dalan kimseler olmuştuk.» Tefhim-ul Kuran Batıla ve tutkulara Dalıp gidenlerle biz de dalar giderdik.» Warning includeturkce/bil/ Failed to open stream No such file or directory in C\inetpub\vhosts\ on line 27 Warning include Failed opening 'turkce/bil/ for inclusion include_path='.;.\includes;.\pear' in C\inetpub\vhosts\ on line 27

müddessir suresi 43 45 ayet meali