Cinsiyetkimliği, bireylerin biyolojik özellikleri ile tanımlanırken, cinsel kimlik, bireyin kendisini dişi ya da erkek olarak tanımlamasıdır. Cinsel kimlik cinsel davranışlar ile şekillenir. Cinsel davranışlar ise, bireyin cinsel ihtiyaçlarını dışa vurmak ve doyurmak için yapılan tüm etkinlikleri içerir. Bu davranışlar Cinsel kimlik bozuklukları, kişinin biyolojik cinsiyetinden veya cinsel rolünden devamlı bir şekilde rahatsızlık duyması ile belirlenir. Kişide karşı cinsiyetten olma isteği ve ısrarı mevcuttur. Çocuklarda, imgesel oyunlarda sürekli olarak karşı cinsin rollerini oynamayı yeğleme, karşı cinsin alışılagelmiş oyunlarına ve eğlencelerine katılma, karşı cinsten oyun Eşcinsellik uzun yıllar boyunca bir kimlik bozukluğu, sapkınlık ya da hastalık olarak algılanmıştır. 1974 yılında Amerikan Psikiyatri Birliği, eşcinselliğin sapkınlık değil Cinsel kimlik bozukluğu, bireyin kendi biyolojik cinsiyetine uygun genitallerinden rahatsız olma, reddetme, karşı cinsten olma isteği veya ısrarlı bir biçimde kabul ettiği cinsel kimliğe uygun tutum, davranış ve rolleri benimseme ile seyreden klinik bir durumdur. Eşcinsellikten farklı olarak, cinsel kimlik bozukluğunun tanı sınıflandırmalarına girmiş olması, tıbbi destek ErkekMisin? (Cinsel Kimlik Bozukluğu) Kadın bedenine sıkışmış erkek ya da erkek bedenine sıkışmış kadın! Cinsel kimlik ya da cinsel eğilim cinsel açıdan eşin cinsiyeti ile ilgili tercihimizdir. Bir erkek başka bir erkeği onu kadın gibi görmeden çekici bulabilir. Aynı şey kadınlar için de söz konusu olabilir. Bir kişiye gerçekten cinsel kimlik bozukluğu tanısı koyulması için 6 ay ya da 1 sene gibi süre zarfında hep aynı tavırda olması gerekmektedir. Çocuklarda Cinsel Kimlik Ne Zaman Ortaya Çıkar? Genellikle 2 yaşlarında kız ya da erkek çocuğun konuşmalarından ve davranışlarından cinsel kimlik anlaşılır. izxSJ. Cinsel Kimlik ve Toplumsal CinsiyetCinsel kimlik, kişinin cinselliğini algılaması ve bu algının toplum modelleri ile ilişkisidir. Biyolojik, sosyal, psikolojik anlamda kişinin kendi cinsel kimliğini algılaması ve kabulü cinsel kimliğin gelişiminde önemli bir aşamadır. Öğrenme kuramına göre, cinsiyet rolünün kazanılması, ilk çocuklukta başlamakta ve yaşam boyunca devam etmektedir. Anne babanın çocuğun cinsiyetine göre beklediği davranışlar, tutumları cinsel kimlik gelişiminde önemli rol oynamaktadır. Cinsel kimliğin temelleri daha çok ödipal dönemde yaşanan çatışmalarla atılmakla birlikte, ergenlik yıllarında tamamlanmaktadır. Bunun yanı sıra cinsel kimliğin temelleri 3 yaşında yavaş yavaş oluşmaya başlamaktadır. Çocuk kız ve erkek ayrılığını fark etme incelemeye başlamakta, bebeklerin nereden geldiğini sorgulamaktadır.“Merak” duygusu ön kimliğin gelişimde, yaşamın ilk yıllarındaki deneyimlerin etkisi büyüktür. Model alma ve ilk özdeşimler cinsel kimliğin gelişimini etkiler. Model alma ve özdeşim kurulacak kişilerin varlığı veya yokluğu cinsel kimliğin gelişiminde önemli bir etkendir. Anne baba ile özdeşim çocuğun cinsel kimlik kazanmasında önemlidir. Cinsel kimlikler çevre ile kurulan ilişki ile daha da cinsel konulara yönelik tutumları da cinsel kimliği olumsuz etkileyebilir. Suçlamalar, aşırı kontrolcü yaklaşımlar, çocuğu uyarıcı ve kışkırtıcı davranışlar, mahremiyetin kalmaması, suçlamalar çekingenlik veya aşırı cinsel davranışlarla yüklü bir kimliğin gelişimine neden yaşlarına kadar çocuklar karşı cinsi düşmanıymış gibi algılayabilirler, çekinebilir birlikte zaman geçirmekte zorlanabilirler. Ergenlik döneminde ise karşı cinsle yakınlaşma, karşı cinsin ilgisini çekme ön kültürel rollerde cinsel roller üzerinde farklılıklara yol açabilir. Toplumsal cinsiyet, toplumsal olarak belirlenmiş, onaylanmış bir cinsiyeti tanımlamak için kullanılmaktadır. Cinsel rollerde toplumsal cinsiyetin bir parçasıdır. Bazı kültürlerde erkeğin ev işi yapması cinsel rol ile bağdaşmazken, bazı kültürlerde ise bu durum bencillik belirtisi olarak algılanabilir. Ülkemizde kız çocuklarına daha duygusal, daha uysal bir rol biçilirken, erkek çocuklara daha sert, daha saldırgan bir rol Kimliğin Gelişim Evreleri9-12 aylar arasında çocuklar kadına ve erkeğe farklı tepkiler göstermeye başlarlar. Kadına veya erkeğe daha yakın davranırlar. 2 yaşına doğru bu özellikleri daha da yaşında fotoğraflar arasından kendisiyle aynı cinsiyette olan fotoğrafı seçebilirler. Kendi cinsiyetleri doğru olarak ifade edebilirler. Evcilik oyuncaklarını kız bebeklerle, aletleri ve arabaları erkek bebeklerle yaşında sadece kendi cinsiyetini değil, başkalarının cinsiyetini de ayırt etmeye başlarlar. Kendi cinsiyetine daha uygun oyunları, hem cinsi olan arkadaşları seçme eğilimindedirler. Bu yaşlardan itibaren cinsel organlara ilgisi artar ve mastürbasyon yapmaya başlayabilir. 6-7 yaşına kadar mastürbasyonun gözlenmesi yaşından itibaren cinsel kimliğin süreklilik gösterdiğini anlamaya başlarlar. Cinsiyetin değişmeyeceğini anlayabilirler. Örneğin, saçın uzunluğuna, kısalığına giyim tarzına göre cinsel kimliğin değişmeyeceğini Dürtü Çatışma Kuramının Eşcinlliğe BakışıDürtü çatışma kuramına göre, erkek eşcinselliğinin temelinde çözülmemiş odipal çatışmalar yer almaktadır. Odipal çatışmanın çözülebilmesi için, baba ile özdeşim kurmaya çalışırken bir taraftan da baba ile rekabete girilmeli, rekabetin ardından baba ile özdeşleşerek kastrasyon endişesinden kurtulmalıdır. Odipal çatışma çözümlenemezse, çocuk anneye olan odipal bağını koparamaz, baba ile özdeşim kuramama, baba ile çatışma ve anneye olan duygusal bağımlılık artar. Böylelikle, eşcinselliğe kayacak cinsel kimliğin temelleri atılır. Çocuk heteroseksüel olarak doğar, ancak otor,ter ve hostil davranan baba veya kontrolcü dominant anne arasında kalan çocuk odipal çatışmasını çözümleyemediği için eşcinselliğin temelleri atılır. Böylelikle, çocuk anne ile özdeşim kurmak yerine baba ile özdeşim kurmak zorunda diğer görüşe göre ise, anne doğum sonrası depresyona girebilir, eşinin desteğini kaybedebilir. Sıklıkla kendisine kadın karakterler kız kardeşler, anne destek verebilir. Anne, eşine karşı ambivalan duygular taşıyabilir ve çocuk bu duyguları hissedebilir. Bu durum karşısında, çocuk annenin ilgisini üzerinde toplamanın en önemli yolunun kadınsı davranışlarda bulunmak olduğunu düşünüp, kadınsı davranışlara çatışma kuramına göre, kadın eşcinselliğinin temelinde ise, penisin yokluğu karşısında anneye duyulan öfke, incinme, yetersizlik ve bu durumdan da anneyi sorumlu tutmalarıdır. Kız çocuk babasının çocuğunu doğurmak yoluyla penisi elde etme fantezisi kurar. Penisi olmayacağı gerçeği yetersizlik duygularını yoğunlaştırır, baba ve tüm erkeklerden vazgeçer. Sevgi nesnesi olarak anne ve diğer kadınları içine alır. Kadın eşcinselliğinde genellikle, depresif yetersiz anne ve saldırgan eğilimli baba figürü ve transvestizmde ise, anne çocuk ilişkisinin başlandığı ilk aylarda aşırı özdeşim yaşanması ve ayrışma, bireyselleşmenin bir türlü gerçekleşmemesi durumu söz nevrozların oluşumunda çocukluk döneminde yaşanan cinsel travmaların, korkuların önemli bir rolü olduğunu belirtmiştir. Çocukluk döneminde yaşanan cinsel travmalar, korkular, yanlış bilgilendirmeler, kişilik faktörleri, ailenin cinselliğe bakışı vajinismus, erken boşalma, sertleşme, orgazm bozukluğu gibi cinsel işlev bozukluklarının yaşanmasına neden Dr. Adnan ÇobanPSİKİYATRİST-PSİKOTERAPİST Cinsel kimlik, kişinin kendini kadın ya da erkek olarak hissetmesidir. Cinsel rol, kişinin toplum tarafından benimsenen ve diğer kişilere gösterdiği kadın ya da erkek davranışlarıdır. Cinsel kimlik gelişimi çocuklukta 3-5 yaş döneminde ebeveynle özdeşime bağlı olarak gelişir. Bu dönemde hemcinsi olan ebeveynle sağlıklı ve destekleyici, sevgiyle kurulan bir ilişki cinsel kimliği netleştirir. Baskıcı, suçlayıcı ve çocuğundan uzak bir ebeveyn tutumu yetersiz özdeşim eksikliğinden cinsel kimlik sorunlarına yol açabilir. Çocukluk ve ergenlik döneminde yaşanan bazı taciz ve istismarlar da cinsel kimlik karmaşasına neden olabilir. Cinsel kimlik bozukluğu; Karşı cinsiyette olduğuna dair hissedilen güçlü ve kalıcı istektir. Erkeğin kendini kadın, kadının kendini erkek hissetmesidir. Cinsel kimlik bozukluğunda karşı cinsiyetten biri olarak yaşama isteği vardır ve ameliyat ve hormon tedavisiyle diğer cinsiyetin görünümünü kazanabilirler. Çocukluk ve ergenlik çağında bilinçli nitelik kazanan eşcinsel dürtüler, eğilimler ve belki gelip geçici denemeler çok kişide görülebilir. Ancak bunların çoğunlukla kişilikte yerleşmesine yol açacak denli güçlü kimlik sapmaları değildir. Ergenlik ve delikanlılık sürecinde yavaş yavaş sönerler. Böylece kişi için bu tarz deneyimler sorun olmaz. Böyle durumda eşcinsellik söz konusu değildir. Kendilerini ağır biçimde suçlama eğilimi gösteren bazı kişilerde geçmiş yaşantılar sürekli suçluluk ve utanç duygusuyla bir saplantıya dönüşebilir. Bunlarda sorun cinsel yetersizlik duygusu ve korkusu olabilir. Belirtileri; Kız ya da erkek çocuğun tekrarlı bir şek ilde karşıt cinsiyette olma isteğini ifade etmesi ya da karşıt cinsiyeti taşıdığı ısrarında bulunması, Oyun arkadaşlarını ve dostlarını ısrarla karşıt cinsten seçmesi, Karşıt cinsin streotipik oyunlarına katılabilmek için güçlü bir istek duyması, Güçlü ve sonu gelmez bir şekilde karşıt cinsiyetin oyunlarını ve rollerini yüklenmesi ya da karşıt cinsin üyesi olduğuna dair bitmek bilmez hayaller kurması, Karşıt cinse ait kıyafetler seçmesi, Transseksüellik; Transseksüellerin ortak özellikleri mevcut cinsel organlarından kurtulup diğer cinsiyete geçmek isteğidir. Çocukluk dönemlerinde genellikle diğer cinsiyetin oyunlarını ve giyinme şeklini tercih ederler. Çoğu kendini eskiden beri karşı cinsiyete ait hissetmiştir. Erkek transseksüeller çocukken erkek oyunlarından hoşlanmadıklarını, daha çok kızların oyunlarını tercih ettiklerini, bebeklerle oynamayı ve süslü elbiseler giymeyi sevdiklerini söylerler. Çocuğun kişilik yapısında ve özellikle cinsel kimliğin oluşumunda kendi cinsinden olan ebeveynle özdeşim çok önemlidir. Ve yeterli özdeşim kurulamaması cinsel kimlik sorunlarına neden olabilmektedir. Cinsel kimlik sorunları kişinin istemesi halinde çözülebilecek sorunlardır ve bilinçli bir çabayı gerektirir. Biyolojik nedenlere bağlı olan durumların dışındaki cinsel kimlik sorunlarında psikoterapiyle olumlu sonuçlar alındığı gözlemlenmiştir. Bir veya birkaç defa farklı nedenlerle isteği yada isteği dışında deneyimlenen durumdan sonra bu onun cinsel kimliğiymiş şeklinde ki algılamalar yanlıştır. Cinsel kimlik bazıları için tercih olsa da, bazıları içinde problemdir ve tedavi edilmesi gerekir. Günümüzde ve toplumumuzda genelde birçok eşcinsel kişi için sorun onun cinsel kimliği değil, onlara karşı duyulan önyargılar, yasaklar ve dışlanmadır. Bu durumdan duyulan bunaltı, acı çekme ciddi seviyelerdedir. Yüz yüze ya da internet ortamında yapılan canlı danışma sürecinde cinsel kimliğini kabul etmiş ve ruhsal sıkıntılar yaşayanların, cinsel kimliğini benimsememiş karmaşa yaşayanların sorunları çözülebilmektedir. Nedenleri; Transseksüalitenin biyolojik, genetik, ailesel, sosyal ve kültürel faktörlerin etkileşiminden kaynaklandığı konusunda hemfikirlerdir. Her geçen yıl bunların göreceli katkısını anlamaya biraz daha yaklaşılsa da, çoğu faktör hala bilinmemektedir. Tedavi; Cinsel kimlik bozukluğu tanısına varıldıktan sonra tedavi yaklaşımı 3 evreden oluşmaktadır. Bunlar, arzu edilen cinsiyette gerçek yaşam deneyimleri, arzu edilen cinsiyete ait hormonların kullanılması ve cinsel organlarla diğer seks karakterlerini değiştirmeye yönelik cerrahi girişimler olarak sıralanabilir. Kişinin bu tedavi süreçlerinin tümünde kendisine destekte bulunabilecek aile ve sosyal destek ortamı ile takibini yürüten klinisyen grubunun varlığı yeni yaşam koşullarına adaptasyonda uyum sağlamada oldukça önemli yer tutmaktadır. Kişiye özel bir tedavi programı hazırlanır ve uygulanır.

erkek çocuğun cinsel kimlik bozukluğu