AnaSayfa KÜLTÜR/SANAT/EDEBİYAT MUALLİM NACİ (1850-1893) Azerbaycan. Son Dakika. Türkiye, Rusya Zengezur koridorunu açmak istiyor, TÜRK DÜNYASI. Son Dakika. Tercümanı Hakikat gazetesinin edebiyat sahifesini yönetti (1883-1885). Saadet ve Vakit gazetelerinde çalıştı. Galata­saray Lisesi ile Mekteb-i Hukuk’ta edebiyat dersleri verdi. Muallim Naci, İstanbul’da öldü. Sultan Mahmud Türbesi’nin bahçesine gömüldü.Tanzimat edebiyatı şâir ve yazarlarındandır. Eserleri. Roman: Sergüzeşt; Öykü: Küçük Şeyler; Tiyatro: Şiir (Aslan) Mektup: İclal . Muallim Naci (1.850 – 1893) Ahmet Mithat Efendi’nin kızı ile evli olan Muallim Naci, adını Tercüman-ı Hakikat gazetesindeki yazılarıyla duyurmuştur. Eski-yeni tartışmalarında eskiyi savunmuştur. Mecmua-i Muallim dergisini Muallim Naci. ♦ Eski şiirin savunucusu ve temsilcisidir. ♦ Eski-yeni konusunda Recaizade ile aralarında tartışmalar olmuştur. ♦ Naci göze hitap eden kafiyeyi savunurken, Recaizade kulağa hitap eden kafiyeyi savunmuştur. ♦ Tartışma konusu, ”abes” ve ”muktebes” kelimelerinin -eski yazıda- kafiyeli olup olmadıklarıdır. MuallimNâci’nin hayatı Kürt Said Paşa’nın 1876’da Varna’ya mutasarrıf olmasıyla değişti. Said Paşa onu yanına hususi kâtip olarak aldı. Paşa ile birlikte önce Tulçı’ya giden Nâci, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın başlaması üzerine onunla beraber İstanbul’a geçti. 0. 125. Muallim Naci, şair ve yazar (İstan­bul 1850-ay.y. 1893). Asıl adı: Ömer. Varna’da medrese öğrenimi gördü; Var­na Rüştiyesi’nde görev aldı (1867). Ba­basının saraçlık esnaflığından sağladığı geçimi kendisi elde ettiği için olmalı Na­cí (necat bulmuş, kurtulan, selâmete ka­vuşan) mahlasıyla şiire CrVFpf. Rehber Kategoriler Konular Tanzimat devri şâir ve edebiyatçılarından. Dil, edebiyat, edebiyat târihi çalışmaları, tenkit ve tercüme sâhalarında Tanzimat döneminin şöhret kazanmış yazarlarından birisidir. Annesi, 1829 Türk-Rus Savaşı sırasında göç ederek İstanbul'a yerleşen Fatma Zehra Hanım, babasıAli Beydir. Nâci, ailesinin üçüncü çocuğu olarak 1850 senesinde dünyâya geldi. Tahsiline Fevziye Mektebinde başladı, Kur'ân-ı kerîm'i ezberledi, kardeşiyle birlikte din bilgilerini öğrendi. Varna'da kalaycılık yapan dayısı Ahmed Ağa, bir sene sonra babasının vefât etmesiyle Nâci ve annesinin oraya yerleşmelerini temin etti. O târihlerde daha Varna sancağında rüşdiyelerin açılmamış olmasına rağmen, Nâci, yarım kalan tahsilini, Hâfız Mahmûd Efendiyle okuduğu Gülistan, Hâfız Dîvânı kitapları, Kavalalı Hüseyin Hocadan aldığı Telhis, Arapça, Komyono Efendiden aldığı Fransızca, Abdülhakim Efendiden aldığı hat dersleriyle devam Rüşdiyesinin açılmasından sonra muallim-i sâniliğe tâyin edilen Muallim Nâci, böylece edebiyat hayâtına atıldı. Bundan birkaç sene öncesine âit şiirleri de bulunmasına rağmen, yayınlanan ilk yazıları Rusçuk Tuna Gazetesi'nde basılan, okumanın faydalarını anlatan fıkralarıdır. Bunlardan birisi aynı zamanda İstanbul'da çıkan Basiret Gazetesi'nde de yayınlandı. Yine bu yıllarda gelişen bir özelliği de her fırsatta, târih düşen mısralar Varna mutasarrıflığından ayrılarak Tulçı'ya tâyin edilen Kürt Said Paşaya kâtiplik yapmak üzere buraya gitti. 1877-1878 Türk-Rus savaşı sonrasında yine bu paşayla birlikte Osmanlı Pazarı ve daha sonra da Tırnova'ya geçti. Saîd Paşanın İstanbul'a taşınması üzerine Nâci de annesiyle buraya gelerek Cibali'ye yerleşti. Bundan birkaç yıl sonra yine Said Paşayla Yenişehir'e gitti. Yenişehir'de yazdığı güzellik şiirleri ve diğer eserleri ile Mehmed Kemaleddin ve Avni Beyin takdirlerini kazandı. Aynı zamanda Cinayet Mahkemesi Kâtipliği de yaptı, ancak bu meslekten hoşlanmayarak İstanbul'a döndü. Yenişehir'de bulunurken Siirt mutasarrıflığı yapan Said Paşanın Anadolu müfettişi olmasıyla, Nâci de tekrar onunla seyahat etmeye başladı. Yolculuğu sırasında ?Dicle?, ?Şam-ı gariban?, ?Nusaybin civârında bir vâdi? şiirlerini yazdı. 1881'de, yine Said Paşa ile Sakız'a gitti, burada gördüğü büyük bir zelzeleden ilham alarak ?Feryad?, ?Mehtab?, ?Sakız'da Bir Harâbede Bir Sevdâ-zede?, ?Kebister? ve ?Serzeniş? şiirlerini kaleme aldı. Bu şiirler ve Tercümân-ı Hakikat'de imzasız veya çeşitli müstear isimlerle yayınlanan şiirleriyle bir noktada edebî şahsiyetini kazandı. Kişiliğini en çok etkileyen Celâleddîn-i Rûmî ve onun Mesnevi'sidir. Nâci'nin Sakız'daki seneleri hayâtının en sıkıcı ve bezgin noktalarından biridir. Burada yazdığı ve hayâtının mânâsızlığını, basitliğini anlatmış olduğu, başlıksız, ?Nedir o nevha şu vîrânenin civârında? mısraıyla başlayan şiiri bunun en güzel ifâdesidir. Bir süre sonra Tercüman-ı Hakikat'ten ayrılan Nâci, Saadet ve Mürüvvet gazeteleri ile İmdad-ül-Midad mecmuasında çalıştı. Mekteb-i Sultânî ile Mülkiye ve Mekteb-i Hukukta hocalık da yaptı. Bir ara Recâizâde Ekrem ve Abdülhâk Hâmid ile gazete sütunlarında karşılıklı tartıştılar. 1887'den îtibâren edebiyat ve edebiyat târihi üzerindeki çalışmaları Mehmed Muzaffer mecmuasında yayınlandı. Nâci'nin en verimli çağı bu yıllardır. 1893'te İstanbul'da vefât eden Nâci, Sultan Mahmûd Türbesine ve şahsiyeti Nâci edebiyatta eskiye bağlı, ancak yeniye karşı olmayan bir simadır. Şiir dışındaki eserleri lisan, edebiyat, edebiyat târihi, tenkid ve tercüme alanlarındadır. Gerçek şahsiyetini 35 yaşlarındayken bulmuştur. Nâci, Tanzimat devrindeki arayışların içinde edebî, resmî nesrin en açık, sâde, düzgün örneklerini ortaya koymuştur. Nesir dalında çok fazla eser vermiştir. Bunların önemlileri Sünbüle'nin üçüncü bölümü olan Ömer'in Çocukluğu isminin verildiği bir kitapta toplanmıştır. Nâci'nin çok kitap yayınlamasının sebebi, fakir olması ve geçimini bu yolla temin etmek zorunda kalmasıdır. Şiirde ise hakikat ve tabiîliğe bağlı, hayal ve mübalağaya açık, divan edebiyatı şâirlerinin şiire hâkimliğinden örnek alınan, garp edebiyatından da faydalanılan bir yol tâkip etmiştir. Ancak bilinen 440 manzumesinin sadece 35'i garp nazım şekilleriyledir. Diğerlerinde divan edebiyatı şekillerini kullanan Nâci, bu edebiyatı hakkıyla tatbik edebilen, mazmunları ustalıkla kullanabilen ve bu alanda düzgün eserler verebilen tek tanzimat zamânındaki şâirler gibi yeni şiirin rüzgarına kapılmayıp, daha çok eski şiirle ilgilenmiştir. Bu tutumu Recaizâde Mahmûd Ekrem'in şiddetli tenkitlerine yol açmıştı. Nâci bu tenkitlere Demdeme başlığını verdiği yazılarıyla karşılık verdi. Böylece aralarında şiddetli bir edebî tartışma başladı. Her iki şâir de daha çok bu yönleriyle tanınırlar. Aruzu ustaca kullanabilen Nâci, eski şiir tarafında görülürse de, yeni şiire karşı olduğu söylenemez. O yeni şiire değil, eski şiir muhalifliğine eserin aslını, aynen tercümesini ve açıklamalarını ihtivâ eden üçer bölümden müteşekkildir. Nâci'nin Hugo, Prodhomme ve Parny'den yaptığı manzum tercümeler, kendilerinin yeni akımlar ortaya koyduklarını iddia eden bâzı Tanzimat yazar ve şâirlerinin ona karşı cephe almalarına yol açmıştır. Bunun sebebi Nâci'nin onların birer kopyeci olduklarını söylemesi, vezin, edebî kâideler, üslup ve lisanda yaptıkları hatâları ortaya 1883, Şerâre 1884, Sünbüle 1890, Yâdigar-ı Nâci 1896, Demdeme 1887, Yazmış Bulundum 1883, Muallim 1886, Ömer'in Çocukluğu, Tâlim-i Kıraat Ders Kitabı, Osmanlı Şiirleri On üç şâirin hayâtı ve şiirleri, Esâmî 850 İslâm büyüğünün ansiklopedik olarak anlatılışı.İkinci Abdülhamîd Hana takdim ettiği Ertuğrul Bey Gâzi eserinin beğenilmesi üzerine Osmanlı Târihini yazmakla vazifelendirilmiş ancak ömrü buna yetmemiştir. Aynı zamanda usta bir hattât olan Nâci'nin bu alanda birçok eseri ve bir Kur'ân-ı kerîm yazması Muallim Naci Kitapları fiyatları ve özelliklerini karşılaştır kategori & marka ayrıştırması ile en uygun Muallim Naci Kitapları fiyat avantajını yakala! senin için 30 adet Muallim Naci Kitapları ürünü bulduk. Muallim Naci Kitapları kategorisinde en favori Eğitim, Edebiyat, Araştırma ,Tarih & Siyaset, Akademik, Çocuk ve Gençlik ve diğer kategorilerinden birini tercip edip filtre seçimleriyle birlikte Muallim Naci Kitapları mağaza fiyatları ve Muallim Naci Kitapları ürün özellikleri incele! MUALLİM NACİ HAYATI EDEBİ KİŞİLİĞİ VE ESERLERİ,MUALLİM NACİ KİMDİR, YAZARLAR, ŞAİRLER, serveti fünun edebiyatı, tanzimat sanatçıları,ATEŞPARE,şerare,demdeme kime karşı yazıldı,demdeme neyi savunur HAYATI 1850 yılında İstanbul'da doğan Muallim Naci'nin asıl adı Ömer'dir. 13 Nisan 1893 tarihinde vefat etmiştir. EDEBÎ KİŞİLİĞİ Muallim Naci, Tanzimat Dönemi Türk Edebiyatında Divan edebiyatının alışkanlıklarını sürdürenisimlerden biridir. Bu dönemde Recaizade Mahmut Ekrem ile eski-yeni tartışmasına girmiş ve eski edebiyatın savunucusu olmuştur. Ancak yeni edebiyatın birdenbire değil de yavaş yavaş yerleşmesi gerektiğine inanmıştır. Bunun yanında "kafiyenin göz için olması" ilkesini benimsemiştir. Servet-i Fünun edebiyatının doğmasında dolaylı olarak rol oynamıştır. Dilin sadeleşmesi ve halk edebiyatına yönelme açısından edebiyatımızda yararlı adımlar atmıştır. Hece ölçüsü ile yazdığı şiirleri de mevcuttur. ESERLERİ Şiir * Terkib-i Bend-i Muallim Naci * Ateşpare 1883 * Şerâre 1884 * Fürûzan 1885 * Sümbüle 1889 Eleştiri * Muallim 1887 * Demdeme 1886 Anı * Medrese Hatıraları 1885 * Ömer'in Çocukluğu 1890-1969 Araştırma * Osmanlı Şairleri 1890-1986 * İstilahât-ı Edebiyye 1890-1984 * Esâmi 1890 Mektup * Muhaberat ve Muhaverat 1884 * Şöyle Böyle 1884 * Mektuplarım 1886 Oyun * Heder Sözlük * Lügat-ı Naci 1891-1978 Muallim Naci 1850-1893Hayatı Muallim Naci 1850 yılında İstanbul’da doğdu. Asıl adı Ömer’dir. Babasının ölümü üzerine dayısının yanına Varna’ya gitti. Orada medrese öğrenimi gördü. Varna Rüştiyesi’nde öğretmenlik yaptı. Sait Paşa’nın özel kâtibi olarak Rumeli ve Anadolu’nun birçok kentini dolaştı. İstanbul’a geldi. Memuriyetten istifa etti. Ahmet Mithat Efendi’nin önerisiyle Tercüman-ı Hakikat gazetesinde edebiyat sayfasını yönetmeye başladı. Ahmet Mithat Efendi tarafından Tercüman-ı Hakikat’i eski edebiyat yazılarının sözcüsü durumuna getirmekle suçlanınca istifa etti. Başka gazetelerde çalıştı. Galatasaray Lisesi ve Mekteb-i Hukuk’ta edebiyat öğretmeni olarak çalıştı. Yaşadığı dönemde, Recaizade Mahmut Ekrem ekolüne karşı klasik edebiyatı savundu. Recaizade Mahmut Ekrem’in Zemzeme adlı şiir kitabına karşılık “Demdeme” adlı eleştiriyi kaleme aldı. Aruzu Türkçeye ustalıkla uygulamıştır. Servetifünun sanatçılarını etkiledi. Şiirinin yanında edebiyat tarihi ve sözlük çalışmalarıyla da ilgi çekti. Sanatçı, daha sonraki yaşamında Yeni edebiyatı tümüyle kabullenecek ve Batılı anlamda başarılı edebiyat örnekleri verecektir. Edebi Kişiliği Tanzimatçılarla aynı dönemde yaşamasına rağmen sanat anlayışı bakımından onlardan şiirin temsilcisi olarak tanınmasına rağmen Batılı şiir tarzında başarılı örnekler edebiyatında eski-yeni tartışmasında eski edebiyat taraftarlarının öncüsü olmuştur. Gelenekçi şiir anlayışının yalın ve sade bir Türkçe edebiyatı nazım biçimlerinden yalnızlık, gurbet, doğa, karamsarlık ve milli duyguları ölçüsünü söz eden ilk şiiri yazmıştır. Köylü Kızların ŞarkısıÇocukluk anılarını anlatırken sade bir dil kullanmış ve en sade Tanzimat nesrini o Mahmut Ekrem’le girdiği kafiye tartışmasıyla tanınır. Ekrem’in “kulak için kafiye” anlayışına karşı “göz için uyak” anlayışını Naci eski-yeni tartışmalarından “Demdeme” başlıklı yazılarında Recaizade Mahmut Ekrem’in “Zemzeme”lerine karşılık görüşler beyan eder. Bu tartışmaya “abes-muktebes” tartışması da denmiştir. Eserleri Şiir Terkib-i Bend-i Muallim Naci Ateşpare 1883, Şerâre 1884, Fürûzan 1885, Sümbüle 1889, Yadigâr-ı Naci ölümünden sonra Şeyh Vasfi tarafından ilk şiirleri ile gazete ve dergilerde kalmış şiirlerinin bir araya getirildiği eser 1896.Eleştiri Muallim, Demdeme I-II-III, Yazmış Medrese Hatıraları, Ömer’ in Lügat-ı Osmanlı Şairleri, İstilahât-ı Edebiyye Divan edebiyatı hakkında bilgi verir., Muhaberat ve Muhaverat, Şöyle Böyle, Heder, Musa Bin Ebi’l-Gazan yahut Hamiyet. Muallim Naci Hayatı Edebi Kişiliği Eserleri 1- Tanzimatçılarla aynı dönemde yaşamasına rağmen sanat anlayışı bakımından onlardan ayrılır. 2- Muallim Naci Eski şiirin temsilcisi olarak tanınmasına rağmen, Batılı şiir tarzında başarılı örnekler yazmıştır. 3- Türk edebiyatında eski yeni tartışmasında eski edebiyat taraftarlarının öncüsü olmuştur. 4- Gelenekçi şiir anlayışının temsilcisi sayılır. Aruz ölçüsünü kullanmıştır. Şiirlerinde yalnızlık, gurbet, doğa, karamsarlık, milli duygular işlenmiştir. Şiirlerinde yalın ve sade bir Türkçe kullanmıştır. Halk edebiyatı nazım biçimlerinden faydalanmıştır. 5- “Köylü Kızların Şarkısı” adlı şiiri edebiyatımızda köyden söz eden ilk şiirdir. 6- Çocukluk anılarını anlatırken sade bir dil kullanmış ve en sade Tanzimat nesrini o yazmıştır. Recaizâde Mahmut Ekrem’le girdiği kafiye tartışmasıyla tanınır. Ekrem’in “kulak için kafiye” anlayışına karşı “göz için uyak” anlayışını benimsemiştir. 7- Elliye yakın eseri Naci Eserleri Şiirleri Ateşpare, Şerğre, Fürûzan, Sümbüle, Yadigğr-ı Naci Eleştiri Demdeme I-II-III, Yazmış Bulundum Anı Medrese Hatıraları, Ömer’in Çocukluğu Sözlük Lügat-ı Naci Araştırma-İnceleme Osmanlı Şairleri, İstılahât-ı Edebiyye Divan Edebiyatı hakkında bilgi verir, Esâmi. Mektup Muhaberat ve Muhaverat, Mektuplarım Oyun HederYazar Hakkında Ata TekinEdebiyat bir ihtiyaçtır.

muallim naci eserleri ve özellikleri