SabahattinAli'nin 1943 yılında yayımlanan romanı 'Kürk Mantolu Madonna',münzevi Raif karakterini, içindeki fırtınayı, Maria Puder'e duyguğu aşkı anlatıyor bize. Raif Efendi Havran’da doğup büyümüş biridir. Çevresindeki herkesten uzaktır, çünkü bunun boş bir şey olduğunu düşünür. tek cümle ile kürk mantolu madonna kitabının özeti. konser sırasında hava soğukmuş. ''bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş.''. hiç kimse dışarıdan göründüğü gibi değildir. Türk edebiyatının önemli yazarlarından Sabahattin Ali'nin eseri 'Kürk Mantolu Madonna'nın İngilizce çevirisi Penguin Yayınevi tarafından bu hafta yayımlandı. KürkMantolu Madonna ölümünden 70 yıl sonra bugün gördüğü ilgi sebebiyle edebiyatımızın en önemli şahsiyetlerinden biri olan Sabahattin Ali'nin ustalığını bir daha kanıtlayan duygusal roman. Sabahattin Ali Kürk Mantolu Madonna Parola Yayınları 9786057522160. 52 diye anlatmaktadır etmeye başlar Kürk Mantolu Madonnajı. Uç yıl sonra kitap bunu.4 Raif Efendinin anlattığı ve herkesin ülkesini kurtar­ olarak yayımlar.1 mak için fikrinin bulunduğu bir topluma aşırı politikleşmiş toplum diyebiliriz. Sabahattin Ali, 1940 yılının başında bu Orhan Koçak’ın önemli incelemesinde2 Genel olarak sabahları işlerimiz yoğun oluyor bir de belli dönemlerde,bunun dışında ekstra bir şey çıkmadığı sürece pek bir işim olmuyor.Ya da ne bileyim henüz yeniyim diye bana pek yüklenmiyor da olabilirler.Çünkü diğer müdür yardımcısı arkadaşların odasına ne zaman gitsem bir işleri oluyor.Neyse ben her işe hazırım,sorun yok yani pfzjbF. "hanende melek" adlı hikayeler hikayesi bir eserin sahibinden, çok okumluk tadından yinmez, roman. sabahattin ali'nin etkileyici romani. üst üste defalarca okunan ve her okunuşunda bir önceki okumada eksik kalan hazinelerin keşfedildiği roman...ayrıca bkz aşık olunan roman karakterleri // ... hizli hizli otele dondum. kahvenin gramofonu ve suriyeli kadinin sarkisi kesilmi$ti. arkada$im yatagina uzanmi$ kitap okuyordu. bana yandan bir goz atti"ne o, capkinliktan mi geliyorsun?" birbirlerini ne kadar iyi anliyorlardi... bir de ben bu halimle kalkip ba$ka bir insanin kafasinin icini tahlil etmek, onun duz veya kari$ik ruhunu gormek istiyordum. dunyanin en basit, en zavalli, hatta en ahmak adami bile, insani hayretten hayrete du$urecek ne muthi$ ve kari$ik bir ruha maliktir!.. nicin bunu anlamaktan bu kadar kaciyor ve insan dedikleri mahluku anla$ilmasi ve hakkinda hukum verilmesi en kolay $eylerden biri zannediyoruz? nicin ilk defa gordugumuz bir peynirin evsafi hakkinda soz soylemekten kacindigimiz halde ilk rast geldigimiz insan hakkinda son kararimizi verip gonul rahatiyla oteye geciveriyoruz?...//sabahattin ali, kurk mantolu madonna, yky, istanbul-1998, insan kadri bilinmemiş neffis bir roman;sabahattin ali'nin öyküleriyle tanınması ilginçtir zira bu roman, kanımca edebiyat tarihimizin ennn önemli romanlarındandırbkz ciddi bi konu bu bir kadın, tren penceresinden dışarı bakabilir, bu sırada gözüne bir kömür parçası kaçar, o ehemmiyet vermeden bunu ovuşturur ve bu minimini hadise dünyanın en güzel gözlerinden birini kör edebilirdi. göz mü mühim, kömür parçası mı? asıl hayat teferruattan ibarettir. bizim mantığımızla hayatın mantığı asla birbirine uymuyor. * türk romanın en iyilerinden. hele madonnanın hastane çıkışı eve geldiğinde söledikleri vardır ki buyrun derim...- spoiler -"şimdi aramızda noksan olan şeyin ne olduğunu biliyorum." dedi. "bu eksiklik sana değil, bana ait...bende inanmak noksanmış... beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanmadığım için sana aşık olmadığı zannediyormuşum... bunu şimdi anlıyorum. demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar.... ama şimdi inanıyorum... sen beni inandırdın. seni seviyorum. deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum... seni istiyorum...içimde müthiş bir arzu var... bir iyi olsam!"- spoiler - oku sonra da otur agla dedırten roman sabahattin ali'nin 1942'de yazdığı muazzam roman. roman her ne kadar "teşrin-i evvel"lerde, "kanun-u sani"lerde geçse de, berlin'de henüz metro bugünkü gibi yaygın olmasa da, kısaca roman dokusu eski gibi gözükse de, beşerin evrensel ve değişmez özelliklerinin apaçık tezahürü itibariyle güncelliğini her daim korumuş, kanımca aziz nesin'e tülsü'yü yazmak için ilham vermiştir. "...her yerde kürk mantolu madonna'yı arıyordum, bulamayacağımdan emin olsam da onu aramam gerekti..." zira, sabahattin ali ve aziz nesin marko paşa'da beraber çalışmışlardı. tabi, tersi de mümkün. tutunamayanlar böyle birden bire değil, sabahattin ali'lerle, ahmet hamdi tanpınar'larla yavaş yavaş oluşmuş demek ki. 1940-1941 yılları arasında hakikat gazetesinde yayımlanmış, 1942 yılında kitaplaştırılmış bir "büyük hikaye"dir. sabahattin ali, bu hikayeyi başlangıçta roman olarak tasarlamış. fakat o dönem ciddi para sıkıntısı içinde olduğundan daha 2-3 sayfası hazırken gazateyle anlaşıp yayımlatmaya başlamış, geri kalanını da günü gününe yazmış. ancak sonradan gazete sahibi parasını ödemeyip bi de üstüne üstlük "hikayeniz tutulmadı" gibisinden laflar söyleyince çok sinirlenip hikayeyi kısa kestiği söylenmiş o zamanlar. sabahattin ali yazıları hep siyasal, toplumsal içerikli olduğundan bu hikaye, o dönem edebiyat çevresi tarafından "ısmarlama aşk hikayesi" gibi görülüp, çok da beğenilmemiş. hatta nazım hikmet mükemmel birinci bölümü raif beyin defterine kadar olan bölüm, sonraki aşk hikayesiyle harcadığı için sitem bile etmiş sabahattin aliye. ben bütün bu yorumları edebiyattan anlamadığımın kanıtı olarak görüyorum. bir kere hikayeyi anlatanın kendi durumunu, raif bey'in dairedeki hayatını, evini anlatırken yaptığı analizler; sonra raif bey'le maria'nın konuşmaları basit bir aşk hikayesinin kaldırabileceğinin çok üstünde. siyasi olmasa da insanla, sosyal hayatla ilgili sağlam tespitler yapmış büyük sabahattin ali. aklımda kaldı, içimde yer etti, niye bu kadar çabuk gittin sabahattin ali dedirtti bu kitap. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. konser sırasında hava soğukmuş. sanirim kurk mantolu madonna'da gecen su cumledir;''bu akşam anladım ki, bir insan diğer bir insana bazen hayata bağlandığından çok daha kuvvetli bağlarla sarılabilirmiş.'' al sana amme hizmeti ”dünya’nın en basit, en zavallı, hatta en ahmak adamı bile, insanı hayretten hayrete düşürecek ne müthiş ve karışık bir ruha maliktir!... niçin bunu anlamaktan bu kadar kaçıyor ve insan dedikleri mahluku anlaşılması ve hakkında hüküm verilmesi en kolay şeylerden biri zannediyoruz?” sabahattin ali eserin en geniş özeti ~ hiç kimse dışarıdan göründüğü gibi değildir. matrix evreninde, şarkıcı madonna'nın kaybolan kürk mantosunu aramasıyla başlayan, devamında bir varoluş mücadelesine dönüşen fantastik hikayedir. - spoiler -sonunda herkes spoiler - madonna'nın aşkları, ilişkileri... "diego maradona eliyle gol atıyor" ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna'yı, askerlik görevindeyken ve kolunun çatlak olduğu bir dönemde yazdığını biliyor muydunuz? Peki, kitabı yazarken yaşadığı acıyı giderebilmek için kolunu sık sık sıcak suya soktuğunu? Raif Efendi'nin içsel yolculuğuna tanık olduğumuz Kürk Mantolu Madonna'dan 25 alıntıyı sizler için derledik. Giriş Tarihi 1636 Güncelleme Tarihi 1013 1 25 "Ben de yalnızım..." dedi. Bu sefer benim ellerimi kendi avuçlarının içine alarak "Boğulacak kadar yalnızım..." diye devam etti, "hasta bir köpek kadar yalnız..." 2 25 "Bir ümidim yok. Bu sondu. Artık hiç bir şeyin değişmesine imkân yok, lüzum da yok." 3 25 "Ben böyleyim işte!" dedi. "Ben garip bir kadınım. Benimle ahbaplık etmek isterseniz birçok şeylere tahammüle mecbur kalacaksınız." 4 25 "İnsanlara ne kadar muhtaç olursam, onlardan kaçmak ihtiyacım da o kadar artıyordu..." 5 25 ''Hoş tutulan bir oyuncak olmak, onlara insan olmaktan daha kolay ve cazip geliyordu.'' Kürk Mantolu Madonna romanı günümüzde oldukça büyük ilgi toplayan ve muhakkak okunması gereken kitaplar arasında adından sıkça söz ettiren bir eser. Türk edebiyatının büyük yazarlarından Sabahattin Ali’nin yazdığı bu ölümsüz roman, yazarın ölümünden yıllarca sonra bile çok satanlar listesinin ilk sıralarındaki yerini korur. Kürk Mantolu Madonna, İçimizdeki Şeytan, Kuyucaklı Yusuf romanlarının yazarı olan Sabahattin Ali ile ilgili detaylı bilgi için Sabahattin Ali’nin Hayatı ve Eserleri başlıklı yazımızdan öğrenebilirsiniz. Güncel olayları düşündüğümüzde bazı kişilerin Kürk Mantolu Madonna romanı hakkında çok az bir bilgiye sahip olduğunu söylememiz yanlış olmaz. Bu yazımızda Kürk Mantolu Madonna’nın özetini ve tahlilini yapacağız. Kürk Mantolu Madonna romanı ile ilgili yanlış bilgileri bir yana bırakırsak bu kitabı henüz okumamış olan okuyucularımızı romanı okumaları için teşvik edebilmemiz bizleri mutlu edecektir. Kürk Mantolu Madonna Romanının Konusu Kitap, Rasim adlı karakterin iş bulması ile başlar. Ancak romanın esas konusu Rasim’in iş yerinde aynı odayı paylaştığı Raif Efendi’nin Almanya’da yaşadıklarıdır. Raif Efendi’nin her gün okuduğu siyah kaplı defteri okumaya başlayan Rasim üzerinden esas hikayeyi öğreniriz. Raif Efendi, babasının isteği üzerine Almanya’ya gider. Almanya’da gittiği resim sergisinde bir kadın portresini görür ve bu resimden çok etkilenir. Kürk Mantolu Madonna romanı Raif Efendi’nin resimde gördüğü kadın olan Maria Puder ile tanışmasını ve birbirlerine aşık olmalarını konu alır. Kürk Mantolu Madonna Romanının Özeti Kürk Mantolu Madonna romanı Rasim’in işsiz kalmasını anlatarak başlar. Birçok yere başvurur ancak olumlu yanıt alamaz. Eski bir arkadaşı olan Hamdi Bey, Rasim’in iş sıkıntısını çözer ve Raif Efendi ile aynı odayı paylaşacağı işi verir. Raif Efendi’nin sessizliği, hal ve hareketleri Rasim’in ilgisini çeker. Ancak Raif Efendi ile arasındaki mesafeyi bir türlü kıramaz. Raif Efendi’yi diğer çalışanlara sorduğunda ise işe yarar cevaplar alamaz. Herkes Raif Efendi’nin sessiz biri olduğunu söyler. Rasim, Raif Efendi ile ne kadar konuşmaya çalışsa da bu denemeleri birkaç cümleden öteye gitmez. Raif Efendi’nin ara sıra çekmecesinden çıkarıp okuduğu siyah kaplı defteri Rasim’in ilgisini çeker. Raif Efendi, Rasim’in defter ile ilgili sorusunu önemli bir şey değil diyerek geçiştirir. Bu cevap Rasim’i tatmin etmez. Raif Efendi hastalığı yüzünden uzun süre işe gelemez. Hamdi Bey, biriken işleri Raif Efendi’nin evine göndermek ister. Rasim işleri alarak tarif üzerine Raif Efendi’nin evinin yolunu tutar. Eve girdiğinde Raif Efendi’nin ailesi ile tanışır ve Raif Efendi’nin ev halkı tarafından ezildiğini anlar. Raif Efendi çok hastadır. Öleceğini anlayan Raif Efendi, Rasim’den iş yerindeki eşyalarını ister. Rasim bu isteğini yerine getirir. Bu eşyalar arasında siyah kaplı defterde vardır. Raif Efendi, Rasim’den defteri yakmasını ister. Ancak defterde yazanları çok merak eden Rasim, defteri okumak için Raif Efendi’den izin alır ve kaldığı kiralık odaya giderek zaman kaybetmeden siyah kaplı defteri okumaya koyulur. Romanın esas hikayesi buradan sonra başlar. Raif Efendi Havran'da sessiz sakin bir çocuk olarak hayatını sürdürür. I. Dünya Savaşı sonrası işgal güçlerinin Anadolu’yu işgal ettikleri dönemde İstanbul’a okumak için gider. Ancak babası Raif’in Almanya’ya gitmesini ve sabun üretimi ile ilgili her şeyi öğrenmesini ister. Okuduğu romanların etkisi ile büyüyen Raif, hayalini kurduğu Avrupa’ya gitmek için yakaladığı bu fırsatı hiç düşünmeden değerlendirir ve Almanya’ya gider. Burada bir pansiyona yerleşir ve babasının isteği üzerine sabun fabrikasında işe başlar. Sabun fabrikasındaki işine gün geçtikçe daha az gitmeye başlayan Raif, tüm gününü Almanya’nın farklı yerlerini gezerek geçirir. Yine böyle günlerden bir gün gazetede ilanını gördüğü sergiye gider. Bu sergi Raif’in hayatının dönüm noktası olacaktır. Bu sergide gördüğü bir tablodan çok etkilenir. Güzel bir kadının portresi olan bu tabloyu görmek için Raif her gün sergiye gider. Yine tabloyu seyrettiği bir gün yanına bir kadın gelerek Raif’e neden her gün tabloyu seyrettiğini sorar. Raif kadının yüzüne bakmadan tablodaki kadını annesine benzettiği yalanını söyler. Raif, bir arkadaşı ile gezerken sergide konuştuğu kadına denk gelir. Sonraki gün, kadını gördüğü yerde onu beklemeye başlar ve kadın geldiğinde onu takip eder. Kadının Atlantik adında bir gece kulübüne girdiğini görür. Raif, kadının arkasından gece kulübüne girer ve takip ettiği kadını sahnede görür. Kadın sahnede keman çalıp şarkı söyledikten sonra Raif’in masasına gelerek adının Maria Puder olduğunu ve sergideki resmin kendi portresi olduğunu söyler. Bu tanışma olayından sonra Raif ve Maria Puder arkadaş olurlar. Maria Puder, Raif’i en başından aralarında duygusal bir yakınlaşma olmayacağı konusunda uyarır. Ancak Raif için çok geçtir. Bu arkadaşlık süresince birçok kez buluşup park ve bahçelerde dolaşırlar. En sonunda Maria Puder’de Raif’e aşık olduğunu kabul eder. Bu ikilinin birlikteliği Türkiye’den gelen bir telgraf ile yarım kalır. Telgrafta Raif’in babasının öldüğü ve işlerin başına geçmesi gerektiği yazılıdır. Raif, Havran’a döner ve işleri düzene soktuktan sonra Maria’yı yanına aldırmayı planlar ve bir süre mektuplaşırlar. Ancak Maria’dan gelen mektupların arkası kesilir. Raif, Maria’dan hiçbir haber alamaz ve terk edildiği kanaatine varır. Eski, sessiz hayatına geri döner. Raif, yıllar sonra Maria Puder’in kuzeni ile karşılaşır. Kuzeninden Maria’nın yıllar önce öldüğünü ve yanındaki kız çocuğunun Maria’nın kızı olduğunu öğrenir. Raif, bu kız çocuğunun kendi kızı olduğunu anlasa da hiçbir şey yapmaz ve trenin arkasından kızının gidişini izler. Kürk Mantolu Madonna Romanının Kahramanları Kürk Mantolu Madonna romanında ilk olarak anlatılan kısımda Rasim ve Raif Efendi’nin yanı sıra Rasim’e iş veren Hamdi Bey, Raif Efendi’nin eşi Mihriye Hanım, kızları Necla ve Nurten, baldızı Ferhunde Hanım ve Ferhunde’nin eşi Nurettin yer alır. İkinci kısım yani esas hikaye ise Raif Efendi ve Maria Puder’i anlatır. Bu başlık altında gerekli gördüğümüz Rasim, Raif Efendi ve Maria Puder’i anlatacağız. Rasim Romanın esas hikayesini öğrenmemizi sağlayan Rasim’in, Hamdi Bey ile olan diyaloglarından gençliğinde şiir ve edebiyat ile yakından ilgili olduğunu fark ederiz. Raif Efendi’yi ilk gördüğünde çok etkilenir. Raif Efendi’nin yaşlı yüzünde birçok yaşanmışlık olduğunu düşünür ve bu düşüncesi Rasim’i Raif Efendi’yi tanımaya iter. Raif Efendi Sessiz, sakin, gerekmedikçe konuşmayan yaşlı bir tercüman. Tercümanlık yaptığı iş yerinden aldığı az bir maaşla kalabalık bir aileyi geçindirmeye çalışır. Ancak bu çabasına rağmen ailesi tarafından bile ezilir ve eleştirilir. Havran’da doğup büyüyen Raif Efendi, gençlik yıllarında da çok farklı biri değildir. Okuduğu romanlardan etkilenen ve bu romanlarda yazanlarla ilgili hayaller kurarak geçirdiği bir gençlikten sonra babasının onu Avrupa’ya gönderme teklini düşünmeden kabul eder. Çünkü okuduğu romanların çıkış yeridir Avrupa. Maria Puder Atlantik adlı gece kulübünde keman çalıp şarkı söyleyen, her anlamda güzel ve zeki bir kadındır. Çalıştığı iş dolayısıyla erkekler hakkında öğrendiği tek şey erkeklere güven olmayacağıdır. Kendini ne kadar zorlasa da hiçbir erkeği sevemez. Maria Puder’in bu ön yargılarını Raif Efendi kırarak kalbini kazanmayı başarır. Kürk Mantolu Madonna Romanında Mekan Kürk Mantolu Madonna romanında Rasim ve Raif Efendi’nin yaşadıkları Ankara’da; Rasim ve Raif Efendi’nin çalıştığı iş yeri, Raif Efendi’nin evi, Rasim’in kaldığı pansiyon Esas hikayenin anlatıldığı Almanya’da ise; Raif Efendi’nin kaldığı pansiyon, Maria Puder’in portresinin bulunduğu resim sergisi, Maria Puder’in evini romanda geçen olayların yaşandığı mekanlar olarak sıralayabiliriz. Kürk Mantolu Madonna Romanının Zaman Kürk Mantolu Madonna romanında zaman geçişleri geriye dönüktür. Ankara’da başlayan roman Rasim’in, siyah kaplı defteri okumaya başlaması ile geçmişe döner ve romanın esas hikayesini bize anlatır. Kürk Mantolu Madonna romanında esas konunun geçtiği yıllar Anadolu’nun işgal altında olduğu ve Kurtuluş Savaşı hazırlıklarının başladığı mütareke dönemine denk gelir. Kürk Mantolu Madonna Romanının Tahlili Kürk Mantolu Madonna romanında aşk, yalnızlık ve yabancılaşma temaları üzerinde durulur. Romana bakıldığında bir aşk romanı görüntüsü verse de roman içerisinde insanın nasıl yalnızlaştığı ve topluma karşı nasıl yabancılaştığı anlatılır. Romandaki Rasim, Raif Efendi ve Maria Puder karakterlerinin sanatçı yönleri düşünüldüğünde birbirleri arasında ortak bir bağ kurmak çok kolay olacaktır. Roman, Rasim’in üzerinden Raif Efendi gibi sıradan kendi halinde görünen bir insanın nasıl bu hale geldiğini ve topluma karşı yabancılaşıp yalnızlaştığını anlatır bize. Raif Efendi’nin yanı sıra Rasim ve Maria Puder karakterleri de kendi iç dünyalarında yalnızlığı ve yabancılaşmayı yaşarlar. Bu üç karakterde sanatçı olmalarının verdiği gözlem ve çözümleme yetenekleri ile toplumun genel görüşleri dışarısında kalmayı tercih ederek kendi içlerinde kendilerine ait yeni bir dünya düzeni bulunan bir felsefi görüş edinirler. Raif Efendi ve Maria Puder’in hayattaki arayışları doğru insan üzerinedir. Raif Efendi, önce hayal sonra bir resim ile devam eden arayışı Maria Puder ile somutlaştırır. Maria Puder ise erkeklerin kadınları sadece fiziksel ihtiyaçları için sevdiğini, aradığı erkeğin kadına sevmek dışında herhangi bir düşünce ile yaklaşmayacak biri olmasını gerektiğini düşünür. İki karakter aradıkları şeyi birbirlerinde bulur. Kürk Mantolu Madonna romanı anlatım olarak iki hikayeden oluşur. İlk hikaye Rasim’in Raif Efendi ile tanışması ve onu daha yakından tanımak istemesi, ikinci hikayede ise Raif Efendi’nin nasıl bu hale geldiğini anlatacak defterin Rasim tarafından okunması okuyucu ile buluşur. Türk Edebiyatının usta ismi şair ve yazar Sabahattin Ali’nin hiç kuşkusuz en çok tanınan eseri Kürk Mantolu Madonna romanıdır. Edebiyat tarihimizdeki özel yeri nedeniyle okullarda da okutulur ve öğretmenler bu kitaptan ödevler verir ve sınavlarda soru sorarlar. Gerek Kürk Mantolu Madonna nasıl bir kitap, hikayesi nedir diye merak edenler gerek kitaplar ilgili ödev hazırlayacak olanlar Kürk Mantolu Madonna özeti araştırıyorlar Biz de sizin için kitaptan kısa bir özet çıkarmanın yanında kitabın karakterleri, ana fikri vb. Hakkında bilgilere yer verdik. Ayrıca kitap hakkında sorulan bazı soruları da derleyerek bunları cevapladık. Bu soru kısmından kitabın ana fikri, sayfa sayısı, anlatım tekniği, edebi akımı vb. detaylara ulaşabilirsiniz. İşte yazımızın konu başlıkları ve Kürk Mantolu Madonna özeti... Kitabın Kısaca Konusu Kürk Mantolu Madonna Özet Kitaptaki Karakterler Kitapla ilgili sorular ve cevapları KONUSU Hep başkalarının istediği gibi yaşayan Raif Efendi, memnuniyetsiz hayatının tek bir anıyla değiştiğine şahit olacaktır Maria Puder isminde bir kadına âşık olduğunda... Babasının isteğiyle Berlin’e giden ve oradaki bir sanat galerisinde hayran kaldığı bir tabloyla karşılaşan Raif Efendi, tabloda resmedilen kadın portresinin Andrea Del Sarto tarafından resmedilmiş "Madonna delle Arpie" adlı tablodaki Meryem Ana Madonna tasvirine benzediğini düşünür. Raif Efendi, daha sonra takıntı derecesinde hayran olduğu tablodaki yüzün sahibiyle karşılaşacaktır. KÜRK MANTOLU MADONNA ÖZET KISA Kitap, Rasim'in işinden olması ve akabinde yeni bir iş arayışı ile başlar. Bu iş arayışı içinde bir gün rastladığı eski arkadaşı Hamdi’den yardım ister. Bu istek karşılık bulur ve Rasim, biraz utansa da Hamdi’nin müdürü olduğu işyerinde çalışması için ettiği teklifi kabul eder. Rasim yeni işindeki odasında yaşı ilerlemiş Raif Efendi adlı sessiz, sakin bir adamla çalışacaktır. Hemen hemen hiç konuşmayan, verilen işleri titizlikle yapan Raif efendi, boş vakitlerinde de çekmecesindeki kitabı okumaktadır. Bu Raif Efendi’nin içine kapanık, melankolik hali Rasim’in merakını celbeder. Raif Efendi'nin hastalanıp işe gelmediği bir gün yapılacak bir çevirinin ona ulaştırılması gerektiğinden Rasim, Raif , şirketin Almanca çeviri işlerini yapan Raif Efendi'nin evinin yolunu tutmasıyla kafasındaki soru işaretlerine cevap bulacaktır. Rasim’in Raif Efendi’nin evinde karşılaştığı manzara onun neden böyle içine kapanık olduğu göstermektedir. Bu garip yaşlı adam oldukça kendisini sevmeyen karısıyla mutsuz bir evliliğe hapsolmuştur. Onun üç kuruşluk maaşına bağlı bu kalabalık evde saygı görmemekte, hayatının her alanında başkalarının yönlendirmesi hareket etmekte, kendi isteklerini dile getirememektedir. Raif bey çok hastadır ve yatağa düşmüştür. Rasim onun bu işe de gidemediği zor zamanlarında yanında olarak adeta eşi ve kızlarından daha yakın biri haline gelir. Ölümünün yaklaştığını anladığında, genç iş arkadaşından rica eder ofisteki çekmecesinden eşyalarını getirmesini ve kara kaplı defterini bulup yakmasını ister. Rasim defteri yakacağına söz verir. Bundan sonra kitap Raif Efendi’nin defterine aldığı notlar üzerinden devam eder. Raif, genç yaşında da içine kapanık ve oldukça yalnızdır. Hayatta tek dostu kitaplarıdır. Babası bir sabun fabrikası işletmektedir ve Raif'in sabunculuğu öğrenebilmesi için onu Almanya'ya yollar. Raif Efendi, Almanya'ya vardığında bir sabun fabrikasında işe başlar. Zamanla fabrikaya gidişi azalır. Bunun yerine kendini şehrin sanat dünyasına ve güzelliklerine kaptırır. Her gün parkları, sergileri ve Almanya'nın çeşitli yerlerini sabahtan akşama kadar gezer. Bir gün bir sergide Kürk Mantolu Madonna tablosu ile taşınır. Tabloya adeta vuruluan Raif, o gün ve devamında serginin açılışından kapanışına kadar tabloyu seyreder. Kürk Mantolu Madonna onu çok etkilemiştir. Yine Kürk Mantolu Madonna'yı seyre daldığı günlerden birinde, bir kadın yanaşır ve tablo kadını birine benzetip benzetmediğini sorar. Raif Efendi utangaç olduğu için kadının yüzüne bakamadan onu annesine benzettiğini Raif Efendi, daha sonra o gün sergide konuştuğu kürk mantolu kadına sokakta rastlar. Ertesi gün, kadını tekrar görebilme umuduyla aynı yerde onu beklemeye bekler ve hakikaten onu görür. Kadını Atlantis adlı bir gece kulübüne kadar takip eder. Kulübe girdiğinde, Kürk Mantolu Madonna’nın keman çalıp şarkı söylediğine şahit olur. Şarkısı bitince kadın Raif Efendi'nin masasına oturur ve kendini, Maria Puder olarak tanıtır. Kürk Mantolu Madonna resmi onun otoportresidir. O günden sonra Maria Puder ve Raif Efendi arasında samimi bir arkadaşlık başlar. Maria Puder'in her fırsatta ondan herhangi bir beklentisi olmaması gerektiğini, hiçbir erkeğe bağlanıp aşık olamadığını belirtir ama Raif Efendi’nin elinden bir şey gelmez ve ona sırılsıklam aşık olur. Her gün buluşup botanik parkları, sergileri, bahçeleri gezerler. Sonunda Maria Puder de Raif Efendi'ye aşık olduğunu itiraf eder. Fakat her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi onların mutlulukları da sona gelmiştir. Bir gün Raif Efendi, babasının öldüğü, gelip fabrikanın başına geçmesi gerektiğine dair bir telgraf alır. Raif Efendi, işlerini düzene soktuğunda Maria Puder'i de yanına aldırmak üzere Türkiye'ye döner. Bir süre mektuplaşırlar fakat birdenbire Maria'dan gelen mektuplar kesilir. Raif Efendi, senelerce ondan habersiz yaşar ve eski içine kapanık haline geri döner. Maria’nın mektupların kesilmesinden on yıl sonra sokakta iki kişiyle karşılaşır. Bunlardan biri Berlin’deki pansiyonun sahibi Frau van Tiedemann’dır. Raif Efendi o adamdan Maria’nın hamile olduğunu, bunu kendisine söylemediğini ve doğum sırasında öldüğünü öğrenir. Hatta o adamın yanındaki çocuk da Maria’nın ve kendisinin çocuğudur. Ancak Frau von Tiedemann kızı da alır ve trene binerek Bağdat’a doğru hareket eder. KİTAPTAKİ ANA KARAKTERLER Raif Efendi Romanın asıl kahramandır. Raif Efendi kendi halinde, sessiz, sakin, ahlaklı ve sıkıntılarını başkalarını hissettirmeyen içine kapanık biridir. Bu halinin altında esas olarak yıllar önce kaybettiği sevdası yatmaktadır. Maria Puder Raif'in tutkulu bir aşkla bağlandığı kadındır. Berlin'de bir kulüpte şarkıcıdır. Çalıştığı ortamın etkisiyle erkeklere ve aşka olan güvenini yitirmiş ve genç yaşına rağmen ruhen yıpranmıştır. Artık İnsanları sevemez hale gelmiştir. Ta ki Raif ile tanışana kadar. Raif'in karakterini ve tutkusunu gördükçe aşka yeniden inanır. İçindeki güçlü ve tutkulu kadın ortaya çıkar. Aşkını her şeyiyle yaşamak ister. Gerçekten de Kürk Mantolu Madonna’dır o. Rasim Raif'in memuriyet yaptığı şirketten iş arkadaşı. Raif'in sessizliği dikkatini çeker ve onu tanıdıkça sessizliğini ve hikayesini öğrenmeye çalışır. KÜRK MANTOLU MADONNA HAKKINDA SORULAR Bu bölümü özellikle kitaba dair sınav olacak öğrencilere ve kitapla ilgili hızlıca kısa bilgilere ulaşmak isteyenler için hazırladık. Romanın ana fikri, yayım tarihi, türü, karakterleri, romanda gerçekleşen olaylarla ilgili detayları bu bölümde soru cevap formunda öğrenebilirsiniz. Kitabın ana fikri nedir? Kürk Mantolu Madonna romanı farklı şekillerde yorumlanabilir. Kitaptan alınabilecek fikirlerden öne çıkanı ön yargıların hayata olan etkisidir. Rasim, Raif efendiyi ilk tanıdığında onun hakkında ön yargılı bir tutum takınmış ama defterde okudukları bu sessiz adamın içinde ne fırtınaların koptuğunu, gönlündeki kara sevda acısını ortaya çıkarmıştır. Bu yüzden Rasim onu geç tanımasının pişmanlığını da yaşamıştır. Raif Efendi mektupların kesilmesi sonrası önyargılı davranıp Maria’nın onu terk ettiğini düşünmesi de sonuçları kötü olmuştur. O da yıllarca bunun pişmanlığını taşır Her iki durumda da önyargı nedeni ile karşısındaki konusunda kolay hükümler verip sonrasında bunun bedelini ağır ödeme durumu vardır. Bununla bağlantı diğer nokta da şudur Dışarıdan ne kadar sıradan gözükürse gözüksün insanların iç dünyası basit değildir. Onları yakından tanımadan insanların iç dünyalarındaki derinlikleri bilemeyiz. Ne zaman, nerede yayımlanmıştır? Kürk Mantolu Madonna ilk olarak Hakikat gazetesinde 18 Aralık 1940-8 Şubat 1941 tarihleri arasında 48 bölümlük bir tefrika roman olarak Büyük Hikaye adıyla yayımlanmıştır. Sabahattin Ali daha sonra askerdeyken romanı tekrar kaleme almış ve bu unutulmaz eser ilk olarak 1943 yılında İstanbul’da Remzi Kaitabevi tarafından basılmıştır. Kaç Sayfadır? Kitabın ilk baskısı 177 sayfadır. 1943 günümüze kadar pek çok yayınevi tarafından pek çok kez basılmıştır ki doğal olarak bu baskılar arasında sayfa sayısı farkları vardır. Nerede geçiyor? Geçmiş ve şimdiki zaman olarak iki ayrı zamanda iki ayrı öyküden oluşan Kürk Mantolu Madonna temel olarak da iki mekanda geçmektedir. Raif Efendi’nin yaşlılık zamanı gördüğümüz bölüm Ankara, gençliğini gördüğümüz bölüm ise Almanya’nın başenti Berlin’de geçmektedir. Gençlik bölümünün küçük bir kısmında Havran da vardır. Romanının türü nedir? Kürk Mantolu Madonna bir aşk romanıdır. Kitap hangi bakış açısı ile yazılmıştır? Kahramanın bakış açısı ile yazılmıştır. Başlangıç Rasim’in bakış açısından, Rasim’in okuduğu Raif efendinin notları da Raif Efendi’nin bakış açısından anlatılmıştır. Rasim ile Raif Efendi nasıl yakınlaştı? Raif Efendinin rahatsızlığı nedeniyle uzun süre işe gelememesi ve Rasim'in onun evine evrak götürüp getirmesi vesilesiyle yakınlaştılar. Raif Efendi, defterinde geçen anılarda kaç yaşındaydı. 24 yaşındaydı. Raif Efendi neden Almanya’ya gitti? Sabun imal eden babası, oğlunu işi öğrenmesi için gönderdi. Raif Efendinin babasıyla ilişkisi nasıldı? Babasının vefatı ona ne hissettirdi? Raif efendi için babası adeta yok gibiydi. Babalık onu için soyut bir kavramdı. Çocuklarına hitap etmeyen, soğuk ve sert biri olarak görüyordu. Boşluğunu değil yokluğunu hissedeceğini ifade etmiştir. Raif Efendi ve Kürk Mantolu Madonna nasıl tanıştılar? Berlin’de bir resim galerisinde, Kürk Mantolu bir kadının portresinin önünde tanıştılar. Raif Bey ve Maria neden ayrıldılar? Raif Bey, babasının ölüm haberini veren ve fabrikanın başına geçmesi gerektiğini belirten telgraf ile eve dönmüştür. Maria da Raif Bey’in çocuğunu doğururken hayatını kaybetmiş, Raif Bey hayatının büyük bölümünü bunu bilmeden yaşamıştır. Raif Efendi, Maria Puder'in kuzeniyle karşılaşınca ne öğrenmiştir? Raif Efendi Maria'nın kuzeniyle karşılaştığı gün Maria Puder'in doğum yaparken öldüğünü ve kuzeninin yanındaki kızın da Maria Puder ve onun kızı olduğunu öğrenir.

kürk mantolu madonna detaylı özet